Video Eğitimler
Trafik Kazaları Nedeniyle Tazminat Davaları Video Eğitimi
Çelik Ahmet ÇELIK
Trafik Kazaları Nedeniyle Tazminat Davaları isimli online konferansın video kaydıdır. Eğitim süresi 2 saat 20 dakikadır.
Kategoriler: Bütün Video Eğitimler, Tazminat Hukuku
Trafik Kazaları Nedeniyle Tazminat Davaları isimli online konferansın video kaydıdır.
Eğitim süresi 2 saat 20 dakikadır.
Çelik Ahmet ÇELIK
- Eğitim Sayısı 38
- E-Kitap Sayısı 19
- Eğitim Alan Kişi Sayısı 72566
- E-Kitap Alan Kişi Sayısı 34488
- Makale Sayısı 48
CAN ZARARLARINDA MANEVİ TAZMİNATA ÖLÇÜ ARAYIŞI
24 Ekim 2024
Manevi zararın, maddi zarar gibi hesaplanmasının olanaksızlığı nedeniyledir ki, başlangıçtan beri yargıda bir ölçüsüzlük, bir belirsizlik süregelmekte; benzer olaylar ve benzer davalarda hükme bağlanan tazminat miktarları arasında derin uçurumlar bulunmaktadır.
Devamını OkuİNSAN ZARARLARININ PARASAL DEĞERLENDİRMESİ
24 Ekim 2024
Haksız eylem ve hukuka aykırı olaylar sonucu insana verilen zararların parasal gideriminde iki aşama söz konusu olup, ilki ve asıl önemlisi "hukuksal değerlendirmeler"dir. Tazminat isteminin yasal dayanakları ve hukuksal gerekçeleri belirlenmeden, olay ile zarar arasında uygun nedensellik bağı kurulmadan hesaplama aşamasına geçilemez.
Devamını OkuARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMELERİ
24 Ekim 2024
Arsa payı karşılığı bağımsız bölüm yapımı (inşaat) sözleşmesinin tarafları arsa sahibi ile yüklenicidir. Uygulamada bu sözleşmelere “kat karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi, arsa payı karşılığı kat yapım sözleşmesi” gibi değişik adlar verilmekte ise de
Devamını OkuDESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATINDA YOKSUN KALINAN NEDİR ?
24 Ekim 2024
Haksız eylem sonucu yaralanan kişinin kendisi zarar görür ise de, ölen kişinin varlığı ortadan kalktığından, ölümle kendisinin zarar gördüğü söylenemez. Zarar gören, ölenin yakınlarıdır.
Devamını OkuTÜKETİCİNİN ÇEVRE VE ÜRÜN ZARARLARINDAN KORUNMASI VE YASAL KORUMA YOLLARI
30 Ekim 2024
Tüketiciyi Koruma Yasası’nın temel amacı, öncelikli olarak tüketicinin “sağlık ve güvenliği” yönünden beslenme, giyim, barınma gibi temel ve yaşamsal ihtiyaçlarını güvence altına almak; bu ihtiyaçların karşılanması sırasında ekonomik çıkarlarını korumak ve sömürülmesini önlemek; insanları besleyen bitki ve hayvan türlerinin azalması, genetik yapılarının değiştirilmesi, be-sinlerin zararlı ürünler haline getirilmesi sonucunu doğuran çevresel tehlikelerden tüketiciyi korumak olmalıdır.
Devamını OkuTÜKETİCİ MAHKEMELERİNİN GÖREV ALANLARININ BELİRLENMESİ VE SINIRLANMASI
30 Ekim 2024
Tüketiciyi Koruma Yasası’nın temel amacı, öncelikli olarak tüketicinin “sağlık ve güvenliği” yönünden beslenme, giyim, barınma gibi temel ve yaşamsal ihtiyaçlarını güvence altına almak; bu ihtiyaçların karşılanması sırasında sömürülmesini ön-lemek; insanları besleyen bitki ve hayvan türlerinin azalması, genetik yapılarının değiştirilmesi, besinlerin zararlı ürünler haline getirilmesi sonucunu doğuran çevresel tehlikelerden tüketiciyi korumak olmalıdır.
Devamını OkuHEKİME VE HASTANEYE KARŞI TÜKETİCİ MAHKEMESİNDE DAVA AÇILABİLİR Mİ?
30 Ekim 2024
6502 sayılı yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra, özellikle Yasa'nın 3.maddesindeki "tüketici işlemi" tanımına dayanılarak bazı hukukçular tarafından bundan böyle "tıbbi hatalar veya anlaş-mazlıklar söz konusu olduğunda, hekimlere ve hastanelere karşı Tüketici Mahkemelerinde dava açılması gerekeceği" savı ileri sürülmüş olup, bunun doğru olup olmadığı aşağıda incelenecektir.
Devamını OkuCAN ZARARLARI TÜKETİCİ YASASI'NIN KONUSU DEĞİLDİR!
30 Ekim 2024
Yeni Tüketici Yasası'nın bütünüyle ele alınıp temel amacın saptanması yerine, yalnızca "tüketici işlemi" tanımına bakılarak, tüm sözleşme türlerinin, ayrım yapılmadan, Tüketici Yasası kapsamında kabul edilmesi yanlıştır.
Devamını OkuSAĞLIKTA DEVLETİN SORUMLULUĞU
30 Ekim 2024
Devlet, kamu ve özel kesim ayrımı yapılmaksızın, tüm tedavi kurumlarının sağlık hizmetlerinden ve sağlığa zararlı ürün ve eylemlerden dolayı üretici-satıcı-sağlayıcılarla birlikte ortak-laşa sorumludur.
Devamını OkuTÜKETİCİ YASASI YÖNÜNDEN YOLCU HAKLARI
30 Ekim 2024
Taşıma sözleşmesiyle taşımacı, yolcuyu bir yerden bir başka yere “taşıma işi”ni üstlenmiş olup, yolcunun taşımacıdan yapılmasını istediği “iş” de bir yerden bir başka yere güven içinde ve sağlıklı bir biçimde götürülmektir. Şu tanıma göre taşıma sözleşmesini, kendine özgü bir “işgörme” ve “iş gördürme” sözleşmesi olarak niteleyebiliriz.
Devamını OkuÜRETİCİNİN (İMALÂTÇININ) SORUMLULUĞU
30 Ekim 2024
Üretimcinin (imalatçının) sorumluluğu konusunda bugüne kadar hep yasal boşluktan söz edilmiş; başka ülkelerde yargıç hukuku ve yasal düzenlemelerle bu boşluk doldurulurken, ülkemizde bilim çevreleri ve yargı konuya ilgisiz kalmış; dahası üretimcinin (imalatçının), gerek kendi satış örgütüyle ve gerekse ara satıcılarla (toptancılar ve perakendeciler kanalıyla) alıcılarla (tüketiciler ve kullanıcılarla) kurduğu “güven” olgusuna dayalı bir tür “sözleşmesel” ilişki gözardı edilip, imalatçının sorumluluğu haksız eylem olarak nitelenmiş; böylece alıcılar (tüketici-kullanıcılar) bir yıllık çok kısa zamanaşımıyla sınırlı olarak hak aramak zorunda bırakılmışlar; daha doğrusu hak kaybettirilmişlerdir.
Devamını OkuSAĞLIĞA ZARARLI ÜRÜNLER VE DEVLETİN SORUMLULUĞU
30 Ekim 2024
GDO’lu ürünler a) Ülkemizde tarım ve hayvancılık geriletilip, dış ülkelere muhtaç hale getirilmemizle birlikte, hormonlu ve genetiği değiştirilmiş ürünler ithal edilmeye başlanmış; daha kötüsü yerli tohumların yerini, daha fazla verim almak ve dayanıklılık sağlamak amacıyla GDO’lu tohumlar almış, tarım alanları aşırı ilaçlama ve yapay gübrelerle doğal yapılarını kaybetmiştir.
Devamını OkuTEKNOLOJİK GELİŞMELERİN VE DEĞİŞEN YAŞAM KOŞULLARININ BEDENSEL ZARARLARA ETKİSİ
30 Ekim 2024
Teknolojik gelişmelerin, teknolojinin yarattığı ürünlerin, tehlikeli işletmelerin ve her alanda teknolojinin kullanılmasının, insan sağlığı üzerindeki etkileri, çoğu kez kanıtlanması zor ya da tartışmalı dava konuları olabilmektedir.
Devamını OkuYARGIDA GÜNCEL SORUNLAR
30 Ekim 2024
Ölüm ve bedensel zararlar nedeniyle tazminat davalarının bir “yaşama ve insan hakları” sorunu olduğunun ayırdında olmayanla-rın ya da bir takım çevrelerin çıkarlarını korumayı iş ve amaç edinmiş kişilerin, hukukun evrensel kurallarına, Anayasa’ya, taz-minat davalarında özel yasa olan Borçlar Yasası hükümlerine ve Yargıtay’ın uzun yıllara yayılan yerleşmiş ve ilkeleşmiş kararlarına aykırı uygulamaları yüzünden yargıda bir kargaşa yaratılmakta, sorunlar yaşanmaktadır.
Devamını OkuKARAYOLLARI TRAFİK KANUNU’NDA HUKUKA AYKIRI DEĞİŞİKLİKLER
30 Ekim 2024
Sigorta şirketlerinin yüksek miktarda tazminat ödedikleri ve zarar ettikleri yakınmalarına çözüm arayışı içinde, 2918 sayılı Ka-rayolları Trafik Kanunu’nun 90-92-97-99.maddelerinde, 6704 sayılı Yasa’nın 3-6 maddeleriyle bazı değişiklikler yapılmış olup,
Devamını OkuTRAFİK KAZALARINDA GÖREVLİ MAHKEME ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİDİR
30 Ekim 2024
Bilindiği gibi, olağan trafik kazalarında sorumlular, (ayrık durumlar dışında) genel olarak işleten, sürücü ve sigortacıdır.
Devamını OkuYARGIDA BİLİRKİŞİLİK VE BİLİRKİŞİLİK KANUNU HAKKINDA GÖRÜŞLER
30 Ekim 2024
Adli ve idari yargıda temel sorunlar, “adalete erişimin” önüne konulan katı ve biçimsel kuralların ayıklanması veya düzeltilmesi, böylece “adil yargılanma” hakkının gerçekleştirilmesi ve yargıya güvenin artırılması iken, bunlar bir yana bırakılarak, durup dururken bir bilirkişilik sorunu yaratılmış; 6100 sayılı HMK’ndaki hükümler yeterli bulunmayıp, Anayasa’nın 138.maddesine açıkça aykırı Bilirkişilik Kanunu yürürlüğe konularak bir karmaşa (kaos) ortamına girilmiş; amacı aşan, akla ve mantığa aykırı uygulamalarla yargıçların eli kolu bağlanmış; bugüne kadar iyi kötü işleyen sistem adeta kilitlenmiş; mahkemeler gerçek “uzman” bilirkişilerden yoksun bırakılmıştır.
Devamını OkuBELİRSİZ ALACAK DAVASI HAKKINDA GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİMİZ
30 Ekim 2024
6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girdiği tarihten bugüne geçen yedi yılda “belirsiz alacak davası” bir türlü kavranamamış; anlamı, yararı, işlevi yargıda benimsenememiştir. Hâlâ “kısmi da-va” olarak görülmekte; dava dilekçesindeki (Harçlar Kanunu m.16/3.gereği konulan) harca esas “simgesel” değerler, “kısmi is-tek” kabul edilmekte; yargılama sonucu ortaya çıkan tazminat ve alacak tutarı için harç tamamlama işlemi, yeni bir dava gibi algı-lanmakta, "ıslah" olarak nitelenmekten bir türlü vazgeçilememek-tedir.
Devamını OkuBELİRSİZ ALACAK DAVASINDA MANEVİ TAZMİNAT İSTENMESİ
30 Ekim 2024
Ölüm ve bedensel zararlar nedeniyle tazminat davalarında, başlangıçtaki yoğun belirsizlik, maddi tazminatta olduğu gibi ve ondan çok daha fazla manevi tazminatta vardır. Ayrıca manevi tazminat, maddi tazminat gibi hesaplanamadığı için, istek tutarı hakim tarafından takdir edilmekte; bu takdirin kesin bir sınırı bulunmadığından, hüküm altına alınacak manevi tazminat tutarını her hakim (kıdemine, bilgisine, kimliğine, kişiliğine ve kültür dü-zeyine göre) farklı “takdir” etmektedir.
Devamını OkuDESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATINDA DUL EŞİN YENİDEN EVLENME OLASILIĞINI BELİRLEME TARİHİ
30 Ekim 2024
Bilindiği gibi, dul eşin destekten yoksun kalma tazminatı he-saplanırken yeniden evlenme olasılığı üzerinde durulmakta ve bu tazminattan indirim nedeni sayılmaktadır.
Devamını OkuSİGORTA ŞİRKETLERİNE VERİLEN İBRANAMELERİN KAPSAMI VE GEÇERLİĞİ
30 Ekim 2024
Uygulamada sık sık rastlanılan ve duraksamalara yol açan “sigorta ibranameleri” konusuna, Yargıtay kararlarıyla açıklık getirilmiş ve şu ilkeler ortaya konulmuştur:
Devamını OkuTÜRK BORÇLAR KANUNU’NUN ZAMANAŞIMI HÜKÜMLERİ DEĞİŞTİRİLMELİDİR
30 Ekim 2024
Önceki BK.60.maddesindeki (1) yıllık haksız fiil zamanaşımı, uzun yıllar pek çok kişinin hak kaybına neden olmuş; hiç bir dava-nın bir yılda sonuçlanmadığı bilinmesine karşın, hiç kimse (ne bir akademisyen, ne bir milletvekili, ne bir yargıç ya da avukat) süre-nin artırılması yönünde girişimde bulunmamış, böylesine bir duyarsızlık yıllarca sürüp gitmiştir.
Devamını OkuYAŞAM BOYU BAKIM GİDERLERİ
30 Ekim 2024
Haksız eylem veya hukuka aykırı bir olay sonucu ağır yarala-nıp ileri derecede beden gücü kaybına uğrayan kişi, artık tek başına yaşamını sürdüremeyecekse, oturup kalkmada, yiyip içmede başkasının sürekli yardımı gerekiyorsa, bu kişiye "güç kaybı" tazminatının (sakatlık tazminatının) yanı sıra, ayrıca "yaşam boyu bakım giderleri" ödenmek gerekir.
Devamını OkuISLAHLA ZAMANAŞIMI SAVUNMASI YAPILAMAMALIDIR
30 Ekim 2024
Islahla zamanaşımı savunmasının kabul edilmesi, haksız ve adaletsiz bir görüş ve yanlış bir uygulamadır.
Devamını OkuÖLÜM VE BEDENSEL ZARARLAR NEDENİYLE MADDİ TAZMİNAT HESAPLARI
30 Ekim 2024
Ölüm ve bedensel zararlar nedeniyle tazminat konuları, bir “insan hakları" sorunudur. Çünkü, hukukça korunması gereken en yüce hak “yaşama hakkı” ve buna bağlı olarak “sağlık hakkı”dır. Anayasa’nın 17’nci ve 56’ncı maddelerine göre “Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme; sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Devamını OkuHATIR TAŞIMASI VE HATIR İÇİN KULLANMA, KULLANDIRMA
30 Ekim 2024
Hatır taşıması, taşıyanın bir kimseyi taşıtına bindirip ücret al-maksızın ve bir çıkarı olmaksızın bir yerden bir yere götürmesidir.
Devamını OkuYETERSİZ ÖDEMELERİN İPTALİ VE BAKİYE ZARARIN ÖDETİLMESİ
30 Ekim 2024
Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir
Devamını OkuTİCARET MAHKEMELERİNDE ARABULUCULUK HAKKINDA
30 Ekim 2024
6102 sayılı T.Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinden sonra gel-mek üzere, 06.12.2018 gün 7155 sayılı Kanun’un 20.maddesiyle “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı altında 5/A maddesi ek-lenmiştir.
Devamını OkuBEDEN GÜCÜ KAYIPLARI HANGİ YÖNETMELİĞE GÖRE BELİRLENMELİ
30 Ekim 2024
Haksız fiillerden kaynaklanan beden gücü kayıplarının nasıl belirlenmesi gerektiği, başta Adli Tıp Kurumu olmak üzere, Tıp Fakültelerinin Adli Tıp Anabilim Dallarına, Sosyal Güvenlik Ku-rumu Yüksek Sağlık Kuruluna ve yetkili sağlık kurullarına bırakıl-mak gerekirken, gerek Yargıtay kararlarıyla ve gerek sigorta şirketlerinin istekleri doğrultusunda yapılan düzenlemelerle karmaşa ve sorunlar yaratılmaktadır.
Devamını OkuBEDEN GÜCÜ KAYBI TESPİTİ HAKKINDA YARGITAY KARARLARI
30 Ekim 2024
Dava, trafik kazasından kaynaklanan daimi iş göremezlik zararının karşılanması istemidir. Mahkemece, davacının maluliyet oranının belirlenmesi yönünden bilirkişi raporu alınmadan davacı tarafça dosyaya sunulan Özürlü Sağlık Kurul Raporu'na göre da-vacının daimi maluliyetinin bulunduğu kabul edilerek aktüer hesabı yaptırılması doğru olmamıştır.
Devamını OkuMANEVİ TAZMİNATA ORTAK BİR ÖLÇÜ BULMALIYIZ
01 Kasım 2024
Mahkemelerce hükmedilen manevi tazminat miktarları arasında derin uçurumlar vardır. Benzer olayları karşılaştırdığımızda, kararlar arasında önemli farklar bulunduğu, giderek aynı yargıcın aynı dönem içerisinde benzer dosyalardan birine yüksek, ötekine düşük miktarda tazminat “takdir” ettiği gözlemlenmektedir.
Devamını OkuBELİRSİZ ALACAK DAVASINDA DAVA DEĞERİ BİRKAÇ KEZ ARTIRILABİLİR Mİ?
01 Kasım 2024
Belirsiz alacak davasında davacının amacı, yargılama sonunda belirlenecek kesin zararının veya alacağının tamamını hüküm altına aldırmak olduğuna göre, “dava değerini” bir kez değil, kanun yolları tükeninceye kadar birkaç kez artırabilmeli ve bu artırımların hiçbiri ıslah olarak nitelenmemelidir. Buna yasal bir engel bulunmadığı düşüncesindeyiz
Devamını OkuKANUN YOLLARINA BAŞVURMADA PARASAL SINIRLAR YA DA HAK ARAMA TARİFESİ
01 Kasım 2024
Ülkemizde ekonomik sıkıntılar her geçen yıl artmakta, paranın değeri ve halkın alım gücü hızla düşmekte; yaşam koşulları zorlaşmaktadır. Bu ise, en küçük para değerinin bile hak aramada öneminin artması demektir.
Devamını OkuÖLÜM VE BEDENSEL ZARARLAR NEDENİYLE TAZMİNAT DAVALARINDA HESAPLAMA FARKLILIKLARININ GİDERİLMESİ HAKKINDA GÖRÜŞLER
01 Kasım 2024
Yargıda tazminat hesapları konusunda, az da olsa, bazı yanlış kararlar verilmesi ve yerleşik içtihattan sapmalar dışında, önemli bir sorun yoktur.
Devamını OkuTRAFİK SİGORTASI GENEL ŞARTLARI YASALARA, SORUMLULUK HUKUKU İLKELERİNE VE YARGITAY'IN YERLEŞİK KARARLARINA AYKIRIDIR
01 Kasım 2024
Bir ülkede tüm haksız fiillere uygulanacak sorumluluk kurallarının ve tazminat hesaplama yöntemlerinin bir ve aynı olması gerekir.
Devamını OkuTRAFİK SİGORTASI GENEL ŞARTLARINDA SON DEĞİŞİKLİKLERİN ELEŞTİRİSİ
01 Kasım 2024
Bu yazımızda, daha önce 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe ko-nulan Genel Şartlar için yaptığımız eleştirileri de yinelemek sure-tiyle, yeni düzenlemede yer alan tazminat hesaplama ve ödeme koşullarını ayrı ayrı ele alıp, hukuka ve yargıya vereceği zararları ve sakıncalarını göstermeye çalışacağız.
Devamını OkuİŞLETEN VE SÜRÜCÜ YAKINLARININ TRAFİK SİGORTASINDAN YARARLANMALARI
01 Kasım 2024
Karayolları Trafik Kanunu’nun 92.maddesi (b) bendindeki iş-leten ve sürücü yakınlarının (mal zararları dışında) can zararları-nın, işletene ait veya sürücünün kullandığı aracın Trafik Sigorta-sı’ndan istenebileceğine ilişkin düzenlemenin, 92’inci maddeye 6704 sayılı Torba Yasa ile eklenen (g,h,i) bentleriyle tartışmalı hale gelmesi nedeniyle, konuyu açıklığa kavuşturmaya, bazı tespit ve değerlendirmeler yapmaya çalışacağız.
Devamını OkuDESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATINDA DESTEK PAYLARI
01 Kasım 2024
Destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken, haksahipleri arasındaki paylaşım konusunda uygulamada birlik sağlanmalı; Yargıtay kararlarında ortak bir görüş oluşmalıdır.
Devamını OkuHATIR TAŞIMASINA FARKLI BAKIŞ
01 Kasım 2024
Hatır taşımalarında tazminattan indirim gerekli midir, neden indirim yapılmalıdır?
Devamını OkuESER SÖZLEŞMESİNE İLİŞKİN DAVALARDA BİLİRKİŞİLERİN YANLIŞ VE YANILTICI RAPORLARI
01 Kasım 2024
Mahkemeler, eser sözleşmelerine ilişkin davalarda, bilirkişi seçimine özen göstermeli, doğru kişileri seçmeli ve bilirkişilere yapacakları işi anlatmalıdırlar
Devamını OkuTAZMİNAT DAVALARINDA GÖREV VE YETKİ
01 Kasım 2024
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkeme, tarafların itirazı olmasa bile, görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında ve kendiliğinden inceleyip karar verebilir. Ayrıca taraflar da mahkemenin görevsiz olduğunu, yargılamanın sonuna kadar her aşamada ileri sürebilirler.
Devamını OkuGEÇİCİ İŞGÖREMEZLİK NEDİR? NASIL HESAPLANMALI?
01 Kasım 2024
Geçici işgöremezlik, yaralanan kişinin “tedavi ve iyileşme” dönemidir. Bu dönemde kişi yüzdeyüz güç kaybına uğramış sayıl-makta; bu süre içinde bir kazanç kaybı olmasa bile, günlük yaşamını sürdürürken hareket zorluğu çekeceği ve daha fazla güç harcayacağı için, “geçici güç kaybı tazminatı” isteyebileceği kabul edilmektedir.
Devamını OkuHMK 107. MADDESİNDE YAPILAN SON DEĞİŞİKLİK HAKKINDA GÖRÜŞLER
01 Ocak 2021
6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi 2.fıkrasında yapılan deği-şiklikle, 107.maddeyle sağlanmak istenen hak aramada “gerçek zararı” belirleme ve elde etme kolaylığı ortadan kaldırılmış; geç-miş yılların kısmi davasındaki olumsuzluklar âdeta geri dönmüş; gerçeğe ulaşma, hak ve adalete uygun bir sonuç alma olanağı zor-laştırılmıştır.
Devamını OkuÖLÜM VE BEDENSEL ZARARLAR NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT İSTEKLERİ
01 Kasım 2024
Manevi tazminatın bir tanımı yapılmamıştır. Kuşkusuz bu da maddi tazminat gibi “zarar” kavramı içerisinde yer alması gereken bir tazminat türüdür. Maddi zarar genellikle “malvarlığında eksil-me” olarak tanımlandığına göre, manevi zararı “kişi varlığında ek-silme” (TBK.56, BK.47) ve “kişi haklarına zarar verme” (TBK. 58, BK.49) olarak niteleyebiliriz.
Devamını OkuTAZMİNATTAN İNDİRİMLER VE İNDİRİMLERDE SIRA
01 Kasım 2024
Zarar belirlenmeden ve zarar görenlerin sorumlulardan iste-yebilecekleri tazminat tutarları hesaplanmadan, takdire dayalı ve hakkaniyet düşüncesiyle indirimler yapılamaz.
Devamını OkuTRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT DAVALARINDA GÖREVLİ MAHKEME SORUNU
01 Kasım 2024
Trafik kazalarında işleten, sürücü, sigortacı “ortaklaşa sorumlu” olup, tümü hakkında ortak görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir
Devamını OkuTRAFİK KAZALARINDA SUÇ KAVRAMI
01 Kasım 2024
Kaza, dikkatsizlik ve özensizlikle istemeyerek bir zarara neden olmaktır. Buna özel hukukta “kusur”, ceza hukukunda “taksir” denilmektedir. O halde, istemeyerek veya öngöremeyerek ya da öngörebilmiş olsa bile sonucunu düşünemeyerek trafik kazasında ölüme veya yaralanmaya neden olan kişi, ceza yasasına göre “taksirli suç” işlemiş olacaktır.
Devamını OkuEğitmen Hakkında
Ellidokuz yıllık hukukçudur. Kabataş Lisesini ve İstanbul Hukuk Fakültesini bitirmiştir. Onbeş yıl kamuda çalıştıktan sonra, Baroya kaydolup avukatlık ve bilirkişilik yapmaya başlamış; çalışmalarını önceleri İş Hukuku, daha sonra Tazminat Hukuku alanında yoğunlaştırmıştır. Bilirkişiliğin sağladığı olanaklarla, mahkeme dosyalarından derlediği somut örnekleri bilgi birikimleriyle birleştirerek elde ettiği sonuçları araştırma yazıları adı altında yayınlamaya başlamış, daha sonra kitap yazmaya yönelmiştir. Bu çalışmalarının yoğunluğu nedeniyle ve çıkar ilişkilerinden uzak kalmak isteğiyle avukatlık yapmamakta; böylece nesnel ve özgürce düşünüp yazabilme olanağını elde ettiği inancını taşımaktadır.
Çalışma ve araştırma alanı, ağırlıklı olarak insan zararlarıdır. Hakların en yücesi ve en fazla korunması gerekeni "yaşama hakkı" ve bunun özelinde "sağlıklı yaşama hakkı" olduğu inancıyla, olaylara, yalnız hukukun dar penceresinden bakmamakta, tüm toplumbilim dallarından yararlanmaya çalışmakta, özellikle felsefenin parlak ışıkları altında konuları incelemekte; kalıplaşmış ve değişmez din kuralları gibi bağlanıp kalınmış katı kurallara karşı çıkmakta; derlediği bilgileri ve araştırma sonuçlarını aklın ve bilimin süzgecinden geçirerek doğru bildiklerini yazıya dökmektedir.
Bugüne kadar yayınlanmış ikiyüze yakın araştırma yazısı ve oniki kitabı bulunmakta; ayrıca internet ortamında oluşturduğu “Tazminat Hukuku” sitesinden genç meslektaşlarını ücretsiz bilgilendirmeye çalışmakta; sık sık katıldığı konferanslarda, eğitim programlarında uygulamada karşılaşılan sorunları tartışmaya açmaktadır.
Ona göre, hukuk, bilim olmanın ötesinde toplum bilimlerinin uygulama alanıdır. Bu nedenle hukuk fakültelerinin birinci sınıflarında felsefe, sosyoloji, yöntembilim, dilbilim, uygarlık tarihi, ekonomi ve siyasal rejimler, genel kültür ve kompozisyon dersleri okutulmalı; yeterli derecede yabancı dil ile birlikte birinci sınıf dersleri hukuk eğitimine geçiş öncesinde "baraj" olmalıdır. İlk yıldan sonraki üç yılda hukukun temel bilgileri okutulmalı; daha sonra iki yıllık uzmanlaşma eğitimiyle (6) yılda hukuk eğitimi tamamlanmalıdır.
Hukuk, toplumun temeli olduğuna göre, hukukçular böylesine ağır ve sıkı bir eğitimle en nitelikli kişiler olarak yetiştirilmelidir.
Hukukçular öğrencilik yıllarından başlayarak, klasikleri okumaya başlamalı ve alt yapılarını oluşturmalı; meslek yaşamları boyunca da kitap okumayı sürdürmelidirler. İlk çağdan başlayarak tüm felsefeleri öğrenmeli; siyasal rejimleri, geçmişten bugüne toplumsal olayları, üretim-emek ilişkilerini bilmeli; insanı ve toplumları anlamak ve kavrayabilmek için bol bol (başta klasik) romanlar, öyküler, düşünce, deneme yazıları, anı kitapları okumalı; duygu ve düşüncenin imbikten çekilmişi şiirlerden asla uzak kalmamalı, tiyatro ve sinema başyapıtlarını tanımalı, güzel sanatların her dalıyla az veya çok ilgilenmelidirler.