Bu makale 862 kez okundu.
KONU: Taşınmazı üzerinde bir banka lehine ipotek kurulmuş olan işletmenin ‘ayrılmaz parçası (mütemmim cüz’ü (TMK. m.684)) ve ‘eklentisi’ (teferruatı (TMK. m.686)) niteliğindeki taşınır malları, alacaklılar tarafından ‘taşınmazın tapu kaydına’ haciz konulmadan tek başına ‘haczedilebilir’ (İİK m.85) ve –taşınmaz satışa çıkarılmadan- satılabilir mi (İİK. m.112 vd.)? Bu taşınır mallar hakkında –‘ipotekli alacaklı’ ve ‘ticari işletme rehni sahibi’- tarafından ‘istihkak davası (İİK m.96 vd.)’ açılabilir mi?
I – Bir şeyin ‘bütünleyici parça’ ya da ‘eklenti’ sayılmasının icra hukuku bakımından en önemli sonucu[1]; bir şey eğer ‘tamamlayıcı parça’ niteliğinde ise (bu şey, asıl şeye göre bağımsız bir mülkiyet konusu teşkil edemeyeceğinden), asıl şeyden bağımsız olarak haciz edilip[2], satılamaz. Örneğin, bir işletmede bulunan makineler, asıl şey olan fabrika binasından ayrı olarak haciz edilip satılamaz… Bu kural, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, bu kuralın ihlal edilerek tamamlayıcı parça niteliğindeki bir taşınırın asıl şeyden (fabrikadan, işletmeden) ayrı olarak tek başına haczedilmiş olması ‘süresiz şikayet’e neden olur.[3] [4]
Eğer haciz edilen şey ‘eklenti’ (teferruat) niteliğinde ise; asıl şey (fabrika binası) üzerinde ipotek bulunuyor ise; İİK. m.83/c uyarınca, taşınmaz üzerindeki ipotek eklentileri de kapsayacaktır(İİK. m.83/c-1).
Eğer haczedilen şey ‘eklenti’ (teferruat) niteliğinde olmakla beraber, asıl şey (fabrika binası)üzerinde ipotek bulunmuyorsa, o zaman ‘eklenti’ niteliğindeki şeyin ‘asıl şeyden’ ayrı olarak haczedilmesi ve satılması mümkün olacaktır.[5]
Yüksek mahkeme önceleri; eklentilerin (örneğin; makinelerin) bulunduğu taşınmaz (örneğin; ticari işletme) üzerinde ipotek varsa,“bu eklentilerin ipoteğin kapsamına girdiğini” kabul edip, tek başına haciz edilip asıl fabrika binası haczedilmeden satılabilmeleri için mutlaka ‘teferruat listesinde yer alıp, ipotek akit tablosunda yazılı (sayılı) olmaları gerektiğini’ belirtmekte idi. Bunların sadece ‘eklenti’ niteliğinde bulunmaları yeterli görülmemekte idi. [6]
Yüksek mahkeme bugün; eski içtihadından dönmüştür. “Asıl şey (fabrika, işletme) üzerinde (içinde) bulunan eklentiler, ipotek akit tablosunda belirtilmese dahi, eğer bunların gerçekten ‘eklenti niteliğinde olduğu’ bilirkişilerce düzenlenen raporda belirtilmişse, bu şeyler de mahkemece ‘eklenti’ olarak kabul edilecek ve hepsi ‘ipoteğin kapsamında’ değerlendirilecektir.”[7]
II – ‘Taşınmazda bulunan eklentilerin (teferruatların) nasıl haciz edilebileceği’ daha doğrusu; “taşınmaz haciz edilmeden, eklentilerin tek başına haciz edilip edilemeyecekleri” İİK. m.83/c’de; “Taşınmaz rehni ipotek akit tablosunda sayılı bulunan eklenti taşınmazdan ayrı olarak haczedilemez. Türk Medeni Kanunun 862 inci maddesi hükmü saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
İİK. mad. 83/c’de “ipoteğin kapsamında bulunan eklentilerin (teferruatın), ipotekli taşınmaz haczedilmeden ayrı olarak haciz edilemeyeceği” belirtilmiştir.[8]
İİK. mad. 83c/II’de TMK.’nun 862. maddesine (eski MK.’nun 777. maddesine) yapılan atfın (yollamanın) anlamı nedir? Bu atfın (yollamanın) anlamı; yüksek mahkemenin -kimi içtihatlarında belirttiği gibi «‘ipotek akit tablosunda yazılı olsa da olmasa da’ bilirkişi incelemesi ile eklenti olduğu (TMK. m. 686/II) belirlenen taşınır malların, ipotekli taşınmaz haczedilmeden tek başına haczedilemeyeceği»midir? (Ya da başka bir deyişle «ancak ipotekli taşınmaz ile birlikte mi haczedilebileceği»dir?
İİK. m. 83c/II’de atıf yapılan TMK. m. 262;
«Rehin, taşınmazı bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılar.
Rehnin kuruluşu sırasında makine, otel döşeme eşyası gibi açıkça eklenti olarak gösterilen ve tapu kütüğünde beyanlar sütununa yazılan şeyler, kanuna göre bu nitelikte olamayacakları isbat edilmedikçe eklenti sayılır.
Üçüncü kişilerin eklentiler üzerindeki hakları saklıdır.»
ş e k l i n d e d i r…
Bu maddede ü ç h u s u s düzenlenmiştir:
a) Maddenin b i r i n c i f ı k r a s ı n d a «eklentilerinde -bütünleyici parçalar gibi- taşınmaz rehninin kapsamında olduğu» ifade edilmiştir.
Bu hüküm, TMK.’nun 686. maddesinin tekrarı (teyidi) niteliğindedir. Çünkü, adı geçen maddede «bir şeye ilişkin tasarrufların aksi belirtilmedikçe onun eklentilerini de kapsayacağı» açıklanmıştır.[9]
İİK.’nun 83/c maddesinin, TMK.’nun 862. maddesine -dolayısıyla bu maddenin birinci fıkrasına yaptığı atıf nedeniyle «…..ipotek akit tablosunda yazılı olsa da olmasa da taşınmazın tüm eklentilerinin ipotek kapsamında olduğu, bu nedenle taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceği…» sonucuna, İİK.’nun 83c/I’in çok açık olan «……ipotek akit tablosunda sayılı bulunan eklenti taşınmazdan ayrı olarak haczedilemez» şeklindeki hüküm gözardı edilerek ulaşılamaz. (Nitekim -aşağıda belirteceğimiz gibi- İcra ve İflas Hukukuna ilişkin tüm eser/monografi ve makalelerde, İcra ve İflas Hukukçuları -neredeyse oybirliği ile- bu konuda yaptıkları açıklamalarda «ancak taşınmaz rehinli ipotek akit tablosunda sayılı bulunan eklentilerin, taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceğini, ipotek akit tablosunda sayılı bulunmayan eklentilerin, taşınmazdan ayrı olarak h a c z e d i l e b i l e c e ğ i n i» açıkça dile getirmişlerdir…)
b) Maddenin i k i n c i f ı k r a s ı n d a «…eklentilerin, tapu kütüğünde ‘beyanlar hanesi’ne kayıt edilmesi ile doğacak karineye ‘rehnin kuruluşu sırasında makine, otel döşeme eşyası gibi açıkça eklenti olarak gösterilen ve tapu kütüğünde beyanlar hanesine yazılan şeylerin, kanuna göre bu nitelikte olmadıkları isbat edilmedikçe eklenti sayılabilecekleri’» şeklinde temas edilmiştir.[10]
c) Maddenin ü ç ü n c ü f ı k r a s ı n d a «üçüncü kişilerin eklentiler üzerindeki haklarının saklı olduğu» ifade edilmiştir. Bu hükmün yeterince açık olmaması doktrinde bu maddenin «TMK.’nun 988. maddesi (eski MK.’nun 901. maddesi) karşısında nasıl değerlendirileceği» konusunda tartışmalara neden olmuştur. Doktrinde bir görüşe göre[11] «TMK. m. 862/III hükmünün mutlak anlamda yorumlanmaması gerekir, TMK.’nun taşınırlar üzerindeki ayni hakların iyi niyette kazanılmasına ilişkin 988. maddesi (eski MK.’nun 901. maddesinin) burada da uygulama alanı bulur, dolayısıyla, eklenti niteliğindeki taşınır eşya sahibinin elinden rızası dışında çıkmış olmadıkça (TMK. m. 989/I; eski MK. m. 902) iyiniyetli ipotekli alacaklıların hakkı, üçüncü kişiye ait eklentileri de kapsar.»
Doktrinde ileri sürülen ve Yargıtay[12] tarafından da benimsenen diğer bir görüşe göre[13] ise «eklentiler üzerinde üçüncü kişilerin haklarını saklı tutan TMK. m. 862/III hükmünün mutlak anlamda yorumlanması gerekir; taşınmaz üzerinde ipotek hakkı elde eden ve eklenti üzerinde üçüncü bir kişinin ayni hak sahibi olduğunu bilmeyen, bilmesi de gerekmeyen ipotekli alacaklının TMK.’nun 988. maddesinden (eski MK.’nun 901. maddesinden) yararlanması mümkün değildir. Zira, söz konusu hüküm sadece taşınırın zilyetliğini elde etmiş bulunan iyiniyetli kişileri korumaktadır, oysa ipotekli alacaklı ne taşınmaz ve ne de teferruatı üzerinde zilyetliğe sahip değildir…»
Görüldüğü gibi; İİK.’nun 83/c maddesinin 2. fıkrasında atıfta bulunulan TMK.’nun 862. maddesinin yorumundan ‘ipotek akit tablosunda sayılı (yazılı) olsa da olmasa da’ «kanun hükümlerine göre (TMK. m. 686/II) e k l e n t i (teferruat) niteliğinde bulunduğu ‘bilirkişi incelemesi’ ile belirlenen taşınırların ‘ipotekli taşınırların eklentisi olduğu’ gerekçesiyle, ipotekli taşınmaz haczedilmeden tek başına haczedilemeyecekleri» sonucuna varılamaz…
Nitekim doktrinde[14] bu atfın ne anlama geldiği «İİK. m. 83c/II hükmünde, Medeni Kanunun 862. (eski 777.) maddesi hükmü saklı tutulmuştur. Buna göre; borçlunun diğer alacaklıları, ipotek akit tablosunda yazılı olan taşınır malların eklenti niteliğinde olmadığını, bu nedenle taşınmazdan ayrı olarak haczedilebileceğini iddia ve isbat edebilirler» ş e k l i n- d e açıklanmıştır.
Burada tartışılan İİK.’nun 83/c maddesi, 3094 sayılı Kanun ile 1988 yılında İcra ve İflâs Kanununa eklenmiştir. Bu madde, Hükümet Tasarısında «Gayrimenkul rehni kapsamında bulunan teferruat gayrimenkulden ayrı olarak haczedilemez» ş e k l i n d e düzenlenmişti.[15] Hükümet Tasarısı Gerekçesinde «Uygulamada, gayrimenkul rehni kapsamında bulunan teferruatında ayrıca haczedildiği görüldüğünden, fabrika gibi, teferruatın önem kazandığı taşınmaz rehinlerinde, değerin korunmasını temin amacıyla, bu maddenin ilavesi uygun görülmüştür» denilmiştir.[16]
Bu madde Adalet Komisyonunda «83/c maddesindeki ‘kapsamında’ kelimesi maddeye açıklık getirmek ve ileride doğabilecek itiraz ve şikayetleri ortadan kaldırmak amacıyla ‘ipotek akit tablosunda sayılı’ şeklinde değiştirilmiştir. Ayrıca Medeni Kanunun 777. maddesinde yer alan genel hüküm düşünülerek, ‘bu hükmün mahfuz olduğu’ hususu, fıkra şeklinde maddeye ilave edilmiştir» ş e k l i n d e k i gerekçe ile değiştirilerek, madde yürürlükteki şeklini almıştır. [17]
Maddenin belirtildiği şekilde değiştirilerek kabul edilmiş olması doktrinde[18] -özellikle banka hukukçuları tarafından- eleştirilerek, maddenin bugünkü şeklinin ipotekli alacaklılar aleyhine sonuç doğuracağı «Hükümet Tasarısında yer alan maddenin ‘akit tablosunda kayıtlı teferruatın haczedilemeyeceği’ şeklinde değiştirilmesi hatalı olmuştur. Zira teferruat, Medeni Kanuna göre (m. 777, Tapu Sicil Nizamnamesi m. 85) tapu kütüğü beyanlar hanesine derç edilmektedir. Bundan böyle ipotek kapsamı içindeki teferruatın akit tablosuna derci gerekecektir ki, bu hususun önemli sorun yaratacağı söylenebilir…» şeklinde ifade edilmiştir.
Görüldüğü gibi; maddeye ait Adalet Komisyonu Gerekçesi de gözönünde bulundurulduğunda, İcra ve İflas Hukuku bakımından ancak «ipotek akit tablosunda sayılan (belirtilen) taşınırları e k l e n t i olarak kabul edip, ancak bunların taşınmazla birlikte haczedilebilecekleri» (başka bir deyişle; taşınmazdan ayrı olarak müstakilen haczedilemeyecekleri) sonucuna varılması gerekecektir.
Nitekim doktrinde 83/c maddesini inceleyen (açıklayan) tüm eser/monografi ve makalelerde «İİK. m. 83/c hükmünün yalnız ipotek akit tablosunda sayılı (yazılı) bulunan eklentiler hakkında olduğu, bu nedenle ancak ipotek akit tablosunda sayılı (yazılı) olmayan taşınır malların (eklentilerin) taşınmazdan ayrı olarak haczedilebileceği» -neredeyse oybirliği ile-[19] aşağıdaki şekilde açık seçik ifade edilmiştir:
-«…Belirteyim ki İİK. m. 83/c hükmü, yalnız ‘ipotek akit tablosunda sayılı (yazılı) bulunan eklentiler’ hakkındadır. Bu nedenle aslında eklenti niteliğinde olduğu halde ipotek akit tablosunda sayılı (yazılı) olmayan taşınır mallar (eklentiler), taşınmazdan ayrı olarak haczedilebilir»[20]
-«Kural olarak taşınmazdan ayrı haczi mümkün olan eklenti, ipotek akit tablosunda sayılmış ise İİK.’nun 83/c maddesi gereğince taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün bulunmamaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için mahcuzun hem ipotek akit tablosunda yazılı olması ve hem de MK. 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur.»[21]
-«3494 sayılı yasanın 7. maddesi ile İcra ve İflas Yasasına eklenen 83/c maddesine değinmek gerekir. Bu hükme göre ‘taşınmaz rehni ipotek akit tablosunda sayılı bulunan eklenti taşınmazdan ayrı olarak haczedilemez. Türk Medeni Kanununun 862. maddesi hükmü saklıdır’. Bu düzenleme uyarınca, ipotek sözleşme tablosunda sayılı eklentilerin taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceği öngörülmüştür.»[22]
-«Kanunda belirtilen istisnalar saklı kalmak kaydıyla (TMK. m. 862), taşınmaz ipotek akit tablosunda sayılı teferruatlar, taşınmazdan ayrı haczedilemez (m. 83/c)… Yalnız ipotek akit tablosunda yazılı olan eklentiler ayrı olarak haczedilemez. Aksi takdirde bu hacze karşı süresiz şikayet yoluna gidilebilir»[23]
-«İİK. m. 83/c uyarınca ipotek akit tablosunda yazılı bulunan teferruatın, (eklentinin) ipotekli taşınmazdan ayrı olarak haciz edilememesi (ancak ipotekli taşınmaz ile haciz edilebilmesi) için; mahcuz teferruatın hem ipotek akit tablosunda yazılı olması ve hem de MK. m. 686’da tanımlanan teferruat (eklenti) niteliğinde olması gerekir.»[24]
-«İcra ve İflas Yasasına eklenen yeni 83/c maddesinde ‘gayrimenkul rehni ipotek akit tablosunda sayılı bulunan teferruat, gayrimenkulden ayrı olarak haczedilemez’ denilerek, ipotekli fabrika içinde bulunan ve ‘teferruat olarak’ ipoteğin kapsamında bulunan makinaların, fabrika haciz edilmeden haciz edilemeyeceği kabul edilmiştir.»[25]
-«Yargıtay yakın zamana kadar bir ayrım yapmaksızın, ‘teferruatın rehnin kapsamında olduğu’ndan bahisle, müstakilen haczine cevap vermemekte idi. Ancak yeni getirilmiş olan İİK. m. 83/c hükmü, ipoteğin kapsamındaki teferruatı sınırlandırdığına göre, bunun dışında kalanların artık müstakilen haczine olanak verilmiş olduğu sonucuna varabiliriz.»[26]
-«Kural olarak teferruatın taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. İİK. 83/c maddesinde belirtildiği gibi, ipotek akit tablosunda sayılan teferruatlar bu madde gereğince haczedilemez… Haczedilmezlik şikayetinin kabulü için, menkullerin akit tablosunda yazılı olması yetmeyip, ayrıca bunların Medeni Kanunun 621. maddesi (yeni TMK.’nun 686. maddesi) kapsamı içinde bulunması gerekir.»[27]
-«Normal şartlarda taşınmazdan ayrı haczi mümkün olan eklentinin, ipotek akit tablosunda sayılmış ise, İİK.’nun 83c maddesi gereğince taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün bulunmamaktadır. Ancak alınan hükmün uygulanabilmesi için, mahcuzun hem ipotek akit tablosunda yazılı olması ve hem de Medeni Kanunun 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur.»[28]
-«Eklenti, ipotek akit tablosunda sayılmış ise, İİK. 83/c maddesi gereğince taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün bulunamamaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için mahcuzun hem ipotek akit tablosunda yazılı olması, hem de Medeni Kanunun 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur.»[29]
-«İcra mahkemesinin bu maddeye (m. 83/c) dayalı olarak yapılan şikayetleri mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle, haczedilen taşınırların bütünleyici parça ya da eklenti olup olmadığı, taşınır niteliğinde ise ipotek akit tablosunda yazılı olup olmadığını belirlemek suretiyle şikayeti sonuçlandırması gerekir. İİK.’nun 83/c maddesinin uygulanabilmesi için hem mahcuzun ipotek akit tablosunda yazılı olması hem de HMK.’nun 686. maddesinde tarif edilen şekli ile teferruat niteliğini taşıması gereklidir. Mahcuz malların bu iki koşulu taşıyıp taşımadığı keşif sonucunda alınacak bilirkişi raporuna göre tesbit edilmeli ve buna göre hüküm kurulmalıdır.»[30]
U y g u l a m a d a -son zamanlarda- yüksek mahkeme (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi) bu maddeye ilişkin farklı görüş dile getiren içtihatlarda bulunduğu için, bu konuda yerel icra mahkemeleri (ve icra daireleri) ne şekilde karar verecekleri (hareket edecekleri) konusunda tereddüde düşmektedirler…
Gerçekten yüksek mahkeme (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi);
aa- K i m i k a r a r l a r ı n d a «haczedilen eklentiye ilişkin haczedilmezlik şikayetinin İİK. m. 83/c çerçevesinde kabul edilebilmesi için, haczedilen taşınırın hem ipotek akit tablosunda ‘eklenti’ olarak sayılmış (yazılmış) olması ve hem de bunun gerçekten TMK.’nun 862. maddesi kapsamında ‘eklenti’ niteliğini taşıdığının bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenmiş olması gerektiğini»[31]
bb- K i m i k a r a r l a r ı n d a «haczedilen eklentiye ilişkin haczedilmezlik şikayetinin İİK. m. 83/c çerçevesinde kabul edilebilmesi için, haczedilen taşınırın, ipotek akit tablosunda sayılmış (yazılı) olsa da olmasa da -İİK. m. 83c/II’de; TMK.’nun 862. maddesi hükmü saklı tutulmuş olduğundan- taşınmaz üzerindeki ipotek, bütünleyici parçaları ve eklentileri kapsadığından, bilirkişi incelemesi ile bunların ‘eklenti’ niteliğini taşıdığının saptanmış olması halinde, bu taşınırlar üzerindeki haczin kaldırılması gerekeceğini»[32]
cc- K i m i k a r a r l a r ı n d a ise; kararın baş kısmında «ancak ipotek akit tablosunda yer alan mahcuzların taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceğini» belirtilmişken, kararın son kısmında «ipotek akit tablosunda belirtilmemiş olsa dahi teferruat niteliğindeki mahcuzların ipoteğin kapsamında kalacağını ve bağımsız olarak haczedilemeyeceğini»[33]
belirtmiştir.
Buna karşın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu -Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıda (A) Bölümünde sunulan içtihatlarındaki görüşüne katılarak- «kural olarak teferruatın (eklentinin) taşınmazdan ayrı olarak haczinin mümkün olduğunu, İİK.’nun 83/c maddesi gereğince ipotek akit tablosunda sayılan teferruatın (eklentinin), taşınmazdan ayrı olarak haczinin mümkün olmadığını, bu maddenin uygulanabilmesi için haczedilen taşınırın hem ipotek akit tablosunda yazılı olması ve hem de MK.’nun 621. maddesinde (yeni TMK.’nun 686. maddesinde) tarif edilen şekilde teferruat (eklenti) niteliğini taşımasının zorunlu olacağını»[34] ifade etmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi -temyizen incelediği «sıra cetveline itiraz» ile ilgili uyuşmazlık nedeniyle- Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıda (A) bölümünde sunulan içtihatlarındaki görüşe katılarak «... İİK.’nun 83/c maddesi uyarınca ancak ipotek akit tablosunda sayılı bulunan teferruatın gayrimenkulden ayrı olarak haczedilemeyeceğini ve ipotek akit tablosundan teferruat olarak gösterilen şeylerin teferruat olmadığının -yani, bu maddedeki karinenin aksinin- isbat edilebileceğini»[35], Yargıtay 17. Hukuk Dairesi de -temyizen incelediği «istihkak davaları» ile ilgili uyuşmazlık nedeniyle- Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıda (A) bölümünde sunulan içtihatlarındaki görüşe katılarak «eklentinin ancak taşınmazın ipotek akit tablosu kapsamında bulunması halinde taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceğini, bunun içinde malın hem ipotek akit tablosunda yazılı olması ve hem de MK.’nun 862. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması gerektiğini»[36] belirtmiştir.
Ayrıca belirtelim ki; bu madde uyarınca «eklenti (teferruat) sayılarak bir taşınırın ayrıca haciz edilememesi için», onun sadece ipotek akit tablosunda gösterilmiş (yazılmış) olması yeterli olmayıp, ayrıca gerçekten MK. 686’nın kapsamında yer alabilecek nitelikte de bulunması gerekir.[37]
Bu madde, «ipoteğin kapsamında bulunan teferruatın hiç haczedilemeyeceğini» değil, sadece «ipotekli taşınmazdan ayrı olarak, ipotekli taşınmaz haczedilmeden hac-zedilemeyeceğini» düzenlediğinden, ipoteğin kapsamında bulunan teferruat, ipotekli taşınmaz ile birlikte haczedilip satışı talep edilebilecektir...
Bu hükmün ikinci fıkrasında, Medeni Kanunun 862. maddesine yapılan yollama nedeniyle, taşınmaz rehninin kapsamı içinde teferruat (eklenti) üzerinde, hak sahibi olan üçüncü kişilerin bu hakları korunacaktır (MK. mad. 862/II). Örneğin; üzerinde taşınmaz rehni (ipotek) kurulan bir fabrika içinde bulunan ve «teferruat» niteliğinde bulunan -dolayısı ile; ipoteğin kapsamında bulunan- makinalar üçüncü bir kişiden kiralanmışsa ya da üçüncü bir kişi tarafından mülkiyeti muhafaza koşulu ile fabrika sahibine (borçluya) satılmışsa, bu makinalar rehin senedinde «teferruat» olarak gösterilmiş dahi olsa, fabrika üzerinde kurulan ipotek, bu makinaları kapsamayacaktır. Çünkü, MK. mad. 862/II’de «teferruat üzerinde üçüncü şahsa ait hakların saklı olduğu» açıkça belirtilmiş ve İİK. mad. 83/c-II’de bu hükme atıf yapılmıştır...
Aynı şekilde, borçlunun diğer alacaklıları da, «ipotek akit tablosunda yazılı (sayılı) olan taşınır malların teferruat niteliğinde bulunmadığını ve bu nedenle de, taşınmazdan ayrı olarak haczedilebileceğini» ileri sürebileceklerdir.[38]
*
Mütalâa (ve dava) konusu uyuşmazlıkta;
Davacı (üçüncü kişi) (A) TİC. AŞ. vekili 24.07.2019 tarihli “dava dilekçesi”nde özetle;
- “Müvekkili şirketin Sivas’ta faaliyet gösteren tek iştigal konusunun mülkiyetindeki alışveriş merkezini işletmek olan bir ortaklık olduğunu, Sivas’taki tek AVM’nin sahibi ve işleticisi bulunduğunu, 16 ortaklı olup borçlu (B) TAŞ. İNŞ. SAN. VE TİC. AŞ.’nin bu işletmede %5 pay sahibi olduğunu, borçlu şirketin ne müvekkili şirket ne de diğer ortaklarla ilgisi bulunmadığının, borçlu şirketin Ataşehir-İstanbul’da kendi müvekkili şirketin ise Sivas’ta bulunduğunu, müvekkili şirketin borçlu şirketin grup şirketi olmadığını,
- Borçlu şirketin müvekkili şirketten bir alacağı varsa davalı-alacaklının borçlu şirketin ‘üçüncü kişi’ konumunda olan müvekkil şirketten bu alacağın haczini talep edebileceğini,
- Haciz mahallinde İİK mad.99 uyarınca müvekkili şirket tarafından istihkak iddiasında bulunulmuş olduğunu bu nedenle bu madde uyarınca icra dairesinin davalı-alacaklıya ‘istihkak davası açmak üzere süre vermesi’ gerekeceğini,
- Alacaklı tarafından üçüncü kişi müvekkilinin mallarının alacaklı tarafından haczedilmiş olduğunu, haczedilen tüm menkul şeylerin müvekkilinin binası içinde yer alıp bu binanın mütemmim cüz’ü niteliğinde olduğunu, bu nedenle ‘mülkiyet karinesi’ uyarınca haczedilen bu menkullerin müvekkiline ait sayılması gerektiğini,
- TMK mad.985 ve 97 uyarınca haczedilen menkul malların zilyedi bulunan müvekkilinin ‘zilyetlik karinesi uyarınca’ bunlar üzerinde üstün hakka sahip olduğunu, bu hususun Yargıtay 8 HD’nin çeşitli kararlarında açıkça ifade edilmiş olduğunu,
- Haczedilen menkul malların, müvekkili ile TC. Ziraat Bankası AŞ. arasındaki ‘düzenleme şeklinde ticari işletme rehni sözleşmesi’ gereğince, adı geçen banka lehine rehinli olduğunu, rehin sözleşmesinde haczedilen şeylerin hepsinin rehnin kapsamında bulunduğunu,
- Haciz mahallinde bulunan evrakların her işyerinde bulunan mutad evraklar olduğunu, bu evrakların sadece borçlu şirketi değil diğer 15 ortağa ait bulunduğunu, bu durumun hayatın olağan akışına uygun olduğunu,
- Haczin mahkemece durdurulmaması halinde büyük bir kamu zararı oluşacağının bundan hem rehinli alacaklı TC. Ziraat Bankasının ve hem de üçüncü şirket konumundaki müvekkilinin zarar göreceğini,
- Müvekkili lehine karar verilmesi halinde İİK mad.97 uyarınca, %40’tan aşağı olmamak üzere müvekkil lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceğini vs…”
ileri sürerek “öncelikle yargılama sonuna kadar takibin tedbiren durdurulmasına ve daha sonrasında istihkak iddialarının kabul edilerek yapılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini” istemiştir.
Davalı-alacaklı (C) TAAH. İNŞ. TUR. SAN. VE TİC. AŞ. vekili 02.08.2019 tarihli “cevap dilekçesi”nda özetle;
- “Huzurdaki davanın 67.700 TL değer gösterilerek açıldığını fakat hacizli menkullerin değerinin gösterilen dava değerinin oldukça üzerinde olduğunu, huzurdaki davanın nisbi harca tabi olduğunu, davacıya kesin süre verilerek harç eksikliğinin tamamlattırılması gerektiğini,
- Dava konusu uyuşmazlık hakkında İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 509/… sayılı kararı ile İİK mad. 97 uyarınca ‘takibin devamına’ karar verilmiş olduğunu,
- Haciz mahallinde borçlu şirkete ait çok sayıda nitelikli evraka rastlandığını, bulunan bu evrakların haciz yapılan yerin borçlu şirkete ait olduğunu gösterdiğini, her iki şirketin başkan ve yetkilisinin aynı kişi (O... Y...) olduğunu vs…”
bildirerek “davacının tüm taleplerinin reddine ve lehlerine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini” talep etmiştir.
İhbar olunan (rehin alacaklısı) TC. Ziraat Bankası AŞ. vekili 04.11.2019 tarihli “müdahale talebini içeren dilekçesi”nde özetle;
- “ Anonim şirket ortaklarından birinin borcu nedeniyle anonim şirkete ait işletmede menkul haciz yapılamayacağını ancak ortağın şirketteki hissesinin ve bu hisseye tekabül eden kar payının haczedilebileceğini,
- Haciz tutanağında yer alan taşınır mallar üzerinde müvekkili bankanın ‘ticari işletme rehni’ bulunduğunu, bu konudaki kanun hükmü nedeniyle müvekkilinin bu rehin hakkını üçüncü kişilere karşı kullanabileceğini, Ticari İşletme Rehni Kanunu’nun 3. maddesi kapsamında rehin hakkı sahibi müvekkiline, rehnin kurulmasından sonra konulan hacizlere karşı ‘istihkak iddiası’nda bulunma hakkının tanındığını,
- ‘Ticari işletmelerde Taşınır Rehni Kanunu’nun 9/2. maddesinde’ ;
Rehin hakkının üçüncü kişilere karşı da hüküm ifade etmesinin düzenlendiğini, bu nedenle ticari işletme rehnine konu makine ve teçhizat yönünden istihkak iddialarının kabulüne karar verilmesinin zorunlu olduğunu,
- Anonim şirketlerde ortaklardan birinin borcu nedeniyle alacaklının alacağını ancak TTK’nin 133/2,3 kapsamında mümkün olabileceğini, adı geçen maddelerde de TTK’nin alacaklıya ‘sermaye şirketlerinde o ortağa düşen kar veya tasfiye payı üzerine alacaklıların haciz koyabileceği’nin öngörüldüğünü,
- Alacaklı-davalı firma olan (C) TAAH. İNŞ. TUR. SAN. VE TİC. AŞ.’nin, davacı firmanın %5 ortağı olan borçlu (B) TAŞ. İNŞ. MALZ. SAN. VE TİC. AŞ.’den olan alacağı için TTK’nin 133. maddesine aykırı olarak, hissedarın borcundan dolayı işletmedeki menkul mallar üzerinde haciz uygulamasının yasaya aykırı bir işlem olduğunu,
- Ayrıca müdahil müvekkili banka aleyhine mahkemece HMK mad.328 uyarınca vekalet ücreti ve yargılama giderine de hükmedilemeyeceğini vs…”
belirterek “müdahale taleplerinin kabulü ile davacının davasının da kabulüne karar verilmesini” talep etmiştir.
Davalı-borçlu (B) TAŞ. İNŞ. MALZ. SAN. VE TİC. AŞ. vekili “beyan dilekçesi”nde özetle;
- “Borçlusu müvekkili (D) TAŞIMACILIK AŞ. (yeni unvanı (B) TAŞ. İNŞ. MALZ. SAN. VE TİC. AŞ.), alacaklısı (C) TAAH. İNŞ. TUR. SAN. VE TİC. AŞ. olan, İstanbul 31. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… sayılı dosyada yazılan talimat gereğince Sivas 1. İcra Müdürlüğünü’nün 2018/… tal. sayılı dosyasında Sivas’ta bulunan davacı üçüncü kişi ‘(A) TİC. SAN. AŞ.’nin taşınır malları 16.07.2019 tarihinde haczedilmiş olduğunu, bu haczin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
- Haciz yapılan adresin davacı-üçüncü kişinin şirketinin merkezi olduğunu, bu adresin borçlu müvekkili şirketin adresi olmadığını, müvekkilinin ‘… cad. … Bölgesi no:… Merkez-SİVAS’ adresinde ticari faaliyette bulunduğunu,
- Müvekkili şirketin adresinin; … mah. … sok. … İş Merkezi Apt no: … Ataşehir-İSTANBUL’ olduğunu ve ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin de burası olduğunu, davacı üçüncü kişi (A) TİC. SAN. AŞ.’nin ise … cad. … Bölgesi no:… Merkez-SİVAS adresinde bulunduğunu,
- Üçüncü kişi (A) TİC. SAN. AŞ.’nin ortaklarından biri olan (B) TAŞ. İNŞ. MALZ. SAN. VE TİC. AŞ.’nin borcu nedeniyle üçüncü kişinin adresinde ve işyerinde haczedilen taşınırların işyeri sahibi üçüncü kişiye ait olduğunu, sermaye şirketlerinin ortaklarından ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliği, malları ve hakları bulunduğunu, sermaye şirketlerinin varlık sebebinin ortaklarından bağımsız bir tüzel kişiliğe sahip olmak olduğunu bu nedenle ortaklarının şahsi borçlarından dolayı ortaklık mallarının haczedilemeyeceğini, (A) TİC. SAN. AŞ.’nin 16 ortaklı bir yatırım şirketi olduğunu, borçlu şirketin iştigal konusu ile (A) TİC. SAN. AŞ.’nin iştigal konusunun birbirinden farklı olduğunu, borçlu şirketin özünde bir inşaat ve taşımacılık şirketi olmasının en önemli niteliği olduğunu bu nedenle taş, toprak, ağır makine, kamyon vb. işlerle uğraştığını buna karşın üçüncü kişi (A) TİC. SAN. AŞ.’nin ise alışveriş merkezi içindeki üçüncü kişilere kiralanmış olan işyerlerinin kiralarıyla ilgilenip bunları tahsil etmekle meşgul olduğunu,
- Mahcuz menkuller (makine teçhizatı) üzerinde TC. Ziraat Bankası AŞ.’nin işletme rehni bulunduğunu dolayısıyla bankanın rehninden sonra haczedilen bu menkuller üzerinde bankanın rüçhan hakkı bulunduğunu,
- Haciz mahallinde bulunan evrakların her işyerinde bulunan mutad evraklardan olduğunu bunların yalnızca borçlu şirketin değil diğer 15 ortağın da evrakları olduğun, çok ortaklı bir şirkette bu hususun hayatın olağan akışına uygun bulunduğunu vs…”
belirterek “ müvekkili borçlu (B) TAŞ. İNŞ. MALZ. SAN. VE TİC. AŞ. ile üçüncü kişi (A) TİC. SAN. AŞ.’nin ayrı ayrı tüzel kişiliğe sahip şirketler olduğunu, üçüncü kişi (A) TİC. SAN. AŞ.’nin adresinde yapılan haciz sırasında haczedilen malların bu şirkete ait olup müvekkili şirketle bir ilgisi bulunmadığını, bu nedenle davacı-üçüncü kişi şirket tarafından açılmış olan istihkak davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceğini.” İfade etmiştir.
Davacı vekili tarafından verilen 07.02.2020 tarihli “esasa yönelik beyanlarını içeren dilekçe”de özetle;
- “ Hukuka aykırı olarak müvekkilinin işyerinde haczedilmiş olan taşınır malların her şeyden önce işletmeye ait binanın mütemmim cüz’ü olduğunu dolayısıyla taşınmazdan ayrı olarak tek başına haczedilemeyeceğini, bilirkişi tarafından hazırlanmış olan raporda da açıkça ‘sonuç’ kısmında ‘tespiti yapılan malzemelerin sökülmesi durumunda ancak bu kapasitede kullanılabileceği bazılarının ise söküldükten sonra kullanılamayacağının tespit edildiği’ açıkça ifade edilmiş olduğundan, mütemmim cüz’e ilişkin yapılmış olan haciz işleminin hem Medeni Kanun hükümlerine hem de Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu,”
belirterek ve Yargıtay 21. HD’nin bu konudaki içtihatlarını da sunarak “istihkak iddilarının kabul edilerek davalı alacaklının haczedilen bu taşınır malların değerinin %40’ından aşağı olmamak üzere lehlerine tazminata hükmedilmesini” bildirmiştir.
Dosyaya sunulmuş bulunan 30.09.2020 tarihli ‘Mali Müşavir’ sıfatını taşıyan bilirkişi tarafından sunulmuş bulunan ‘Bilirkişi Raporu’nda özetle;
- “ 16.07.2019 tarihinde ‘… mah. … cad. … bölgesi no:…, Merkez-SİVAS’ adresinde, ‘borçlu’ (D) TAŞIMACILIK AŞ.’ye ait olduğu iddiası ile uygulanan haciz işleminde (65) kalem taşınır mal haczedildiğinin görüldüğü,
- Borçlu şirket ile istihkak iddiasında bulunan şirketin yönetim kurulu başkanlarının aynı kişi olduğu,
Borçlu şirketin, istihkak iddia eden şirketin de kurucu ortağı bulunduğunun görüldüğü,
Borçlu (D) TAŞIMACILIK AŞ. ile istihkak iddia eden şirketin adresleri bakımından aralarında benzerlik bulunduğu,
Borçlu şirketin merkez adresinin borcun doğum tarihi olan 31.12.2017 tarihinden sonra 31.01.2018 tarihi itibariyle ‘… mah. … sok. … İş Merkezi Apt. N:…, Ataşehir-İSTANBUL’ adresine nakledilmiş olduğu,
- Davacının ve borçlunun TMS kayıtları, haciz tutanağı ve icra takip dosyası göz önüne alındığında, borçlu ile davacı arasında ‘danışıklı işlem’ bulunduğunun” ‘görüş ve kanaatine varılmış olduğu’ ifade edilmiştir.
Davacı vekili tarafından yazılan “30.09.2020 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi”nde özetle;
“ – Bilirkişi raporunda hiçbir inceleme yapılmaksızın, hukuka aykırı olarak, sayın mahkemeyi yanıltıcı biçimde hukuki görüş belirtilmiş olduğunu,
- Borçlu (B) TAŞ. İNŞ. MALZ. SAN. VE TİC. AŞ.’nin, davacı şirketteki payının %5 oranında olduğunu, bilirkişi raporunda ise bu konuda sayın mahkemeyi yanıltıcı nitelikte bilgi verildiğini, bilirkişi tarafından sicil kayıtlarının incelenmeden raporunun oluşturulduğunu, kayıtlar incelenseydi müvekkili şirketin 10 ortaklı olduğu ve borçlu (B) TAŞ. İNŞ. MALZ. SAN. VE TİC. AŞ. dışında şirkette daha 15 ortak mevcut olduğunun görüleceğini,
- Borçlu (B) TAŞ. İNŞ. MALZ. SAN. VE TİC. AŞ.’nin kuruluşta dahi müvekkil şirkette çoğunluk payına sahip olmadığının, bilirkişi raporunda müvekkili şirketin kuruluş tarihin hatalı şekilde 30.04.2014 olarak belirtildiğini halbuki müvekkil şirketin 02.07.2014 tarihinde tescil edilerek kurulduğunu ve bu hususun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 17.07.2014 tarihinde ve 8614 sayılı nüshasında ilan edildiğini, buna mukabil borçlu (B) TAŞ. İNŞ. MALZ. SAN. VE TİC. AŞ.’nin kuruluş tarihinin ise 22.11.1995 olduğunu,
- Her iki şirketin kurucu ortakları ve hali hazırdaki ortaklarının farklı olduklarını, şirket ortakları arasından herhangi bir benzerlik bulunmadığını,
- Sayın bilirkişi tarafından müvekkili şirketin ‘faaliyet konusu’ incelenseydi müvekkili şirketin faaliyet konusunun borçlu (B) TAŞ. İNŞ. MALZ. SAN. VE TİC. AŞ.’nin faaliyet konusundan farklı olduğunun görülecek olduğunu,
- HACI O... Y... isimli kişinin, müvekkili şirketin tek yetkilisi olmayıp tek başına imza ve temsil yetkisinin bulunmadığını çünkü müvekkili şirketin toplam beş müşterek imza ile temsil edilebildiğini,
- Her iki şirketin adreslerinin de farklı olduğunu çünkü haciz tarihinde her iki şirketin adresinin farklı illerde bulunduğunu, kuruluş adreslerinin de farklı olduğunu,
- Müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında danışıklı işlem bulunmadığını,
- Bilirkişi raporunda hukuka aykırı olarak ‘hukuki görüş’ belirtilmiş olduğunu vs…”
ifade etmiştir.
Mütalâa (ve dava) konusu uyuşmazlıkta;
Alacaklı (C) TAAH. İNŞ. TUR. SAN. ve TİC. AŞ., borçlu (B) TAŞIMACILIK İNŞ. MALZ. SAN. ve TİC. AŞ. hakkında, İstanbul 31. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… sayılı dosyası ile takipte bulunmuş, takibin kesinleşmesine rağmen takip konusu borcun ödenmemesi üzerinde Sivas İcra Müdürlüğü’ne (Dosya No: 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Talimat sayılı Dosyası) haciz talimatı gönderterek, üçüncü kişi (A) TİC. AŞ.’nin “… Caddesi, … Bölgesi, No:… –Sivas” adresinde 16.07.2019 tarihinde haciz yapmıştır.
Alacaklının talebi üzerine Sivas Talimat İcra Müdürlüğünce 16.07.2019 tarihinde işyerinde haczedilen (ve haciz tutanağında belirtilen) taşınır mallar üzerinde hem TC. Ziraat Bankasının “ticari işletme rehni” hem de bu taşınır malların bulunduğu taşınmaz üzerinde yine TC. Ziraat Bankasının ‘ipoteği’ bulunmaktadır. Bu konuda, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
‘Haczin kaldırılması isteminin’ şikayet yoluyla –borçlu tarafından- istenmesinde olduğu gibi, istihkak davasında da icra mahkemesince bu uyuşmazlığın ‘bilirkişi incelemesi’ yaptırılarak[39] çözümlenmesi gerekir. Mahkemece, bu konuda ‘hukukçu ve makine mühendislerinden ibaret üç kişilik bir bilirkişi heyeti’ oluşturularak[40]ve yerinde keşif yapılarak[41] uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekir.
SONUÇ: Mahkemece hem ticari işletme rehninin neler üzerinde kurulduğunu belirten listede ve hem de resmi ipotek belgesinin ‘ipoteğin –mütemmim cüz ve teferruat olarak- neleri kapsadığını belirten’ üçüncü maddesi çerçevesinde, inceleme yapılarak ve haciz tutanağında haczedildiği bildirilen taşınırlar ile ipoteğin ve ticari işletme rehninin kapsamında bulunan taşınırlar karşılaştırılarak[42], bu taşınırların işletmenin üzerinde bulunan ipoteğin kapsamında ve/veya ticari işletme rehninin kapsamında bulunduklarının saptanması halinde TMK m.684 ve TMK m.686 ve İİK m.83/c uyarınca, istihkak iddiasının kabul edilerek taşınırlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekecektir.
KAYNAKÇA
AKİPEK J.G. and AKINTÜRK T Eşya Hukuku, 2009
AYAN M Eşya Hukuku, C:1, 4. Baskı, 2004
AYDIN M Haczedilemeyen Mal ve Haklar, 2012
AYİTER N Eşya Hukuku, 1983
COŞKUN M Açıklamalı-İçtihatlı İcra ve İflas Kanunu, C:2, 5.Baskı, 2016
COŞKUN M İcra ve İflas Kanunu, C:1, 4. Baskı, 2013
ÇELİKOĞLU C.T. ‘Rehinli Gayrimenkul Eklentisinin Münferiden Haczi Yasağı’ (Prof. Dr. Ramazan Arslan’a Armağan, 2015, C: 1)
DAVRAN B ‘Gayrimenkul Rehninin Teferruata Şumulü’ (Muammer Raşit Seviğ’e Armağan, 1956)
DEYNEKLİ A İcra ve İflas Hukukunda İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip, 2013
ERCAN İ Uygulamacılar İçin İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 4. Baskı, 2019
ERTAŞ Ş Eşya Hukuku, 9. Baskı, 2011
GENÇCAN Ö.U. Türk Medeni Kanunu, C:3, 2007, 2. Baskı
HATEMİ H, SEROZAN R and ARPACI A, Eşya Hukuku, 1991
HELVACI İ Sözleşmeden Doğan İpotek Hakkı, 2008
KÖPRÜLÜ B and KANETİ S Sınırlı Ayni Haklar, 1982-1983
KURU B İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, 2013
MUŞUL T İcra ve İflas Hukuku Esasları, 6. Baskı, 2017
MUŞUL T İcra ve İflas Hukuku, C:1
MUŞUL T. Haciz ve Hacze İştirak, 2019, 1. Baskı
OĞUZMAN, M. K, SELİÇİ Ö and ÖZDEMİR S. O. Eşya Hukuku, 15. Bası, 2012
OSKAY M, KOÇAK C, DEYNEKLİ A and DOĞAN A İİK. Şerhi, C:2, 2007
PEKCANITEZ H, ATALAY O, ÖZKAN M. S. and ÖZEKES M İcra ve İflas Hukuku, 10. Bası, 2012
POSTACIOĞLU İ.E. and ALTAY S İcra Hukuku Esasları, 5. Bası, 2010
REİSOĞLU S Bankalar Açısından İcra ve İflas Kanunundaki Yeni Düzenlemeler, 1989
REİSOĞLU S İpoteğin Kapsamı-Hükümleri ve Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar, 1978, SAYMEN F.H. and ELBİR H Türk Eşya Hukuku, 1963
SEÇER Ö ‘İpoteğin Taşınmaz Bakımından Kapsamı’ (İBD. 2008/4, s:1917)
SÜMER A and ESKİOCAK A Taşınmaz Rehni, 2007
ŞENER Y.S. Türk Hukukunda İpotek ve Uygulaması, 2010, 3. Baskı
UYAR T ‘Taşınmaz Rehni Kapsamındaki Teferruatın Haczi (İİK. mad. 83/c)’ (Yargı Düny. Aralık/2005)
UYAR T İcra Hukukunda Haciz, 1990, 2. Baskı
UYAR T İcra ve İflas Kanunu Şerhi, C:5, 4. Baskı, 2009
UYAR T, UYAR A and UYAR C. İcra Hukukunda Haciz, 3. Baskı, 2016
UYAR T, UYAR A and UYAR C. İİK Şerhi, 3.Baskı, 2014, C:2
ÜSTÜNDAĞ S İcra Hukukunun Esasları, 8. Bası, 2004
YILDIRIM M.K. and YILDIRIM N.D, İcra Hukuku, 4. Baskı, 2009
YILMAZ E İİK Şerhi, 2016, 1. Baskı
[1] Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, 2013, s:440 vd. – Talih Uyar, Alper Uyar and Cüneyt Uyar İcra Hukukunda Haciz, 3. Baskı, 2016, s:125 vd. - Talih Uyar, Alper Uyar and Cüneyt Uyar İİK Şerhi, 3.Baskı, 2014, C:2, s:1532 – Mahmut Coşkun Açıklamalı-İçtihatlı İcra ve İflas Kanunu, C:2, 5.Baskı, 2016, s:2115 vd. – Ejder Yılmaz, İİK Şerhi, 2016, s:489 vd. –Timuçin Muşul, Haciz ve Hacze İştirak, 2019, s:395 vd., 399 vd. – Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukuku Esasları, 6. Baskı, 2017 s:368 vd. – İsmail Ercan, Uygulamacılar İçin İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 4. Baskı, 2019, s:321
[2] Bknz: 12 HD. 22.10.2019 T. 11573/19910 (EK-1); 04.03.2019 T. 7201/3451 (EK-2); 04.05.2005 T. 4292/7160 (EK-3); 24.03.1999 T. 2976/3922 (EK-4) (www.e-uyar.com)
[3] Baki Kuru age. s:442, dipnot: 132 - Talih Uyar, Alper Uyar and Cüneyt Uyar İİK Şerhi, C:2, 1689 – Mahmut Coşkun age. s:2115
[4] Bknz:12 HD. 04.03.2019 T. 7201/3451(EK-2); 15.02.2017 T. 9476/2031(EK-5); 12.11.2015 T. 25435/27808(EK-6); 09.12.2014 T. 31092/29761(EK-7): 30.12.2013 T. 25795/26863(EK-8); 08.04.2013 T. 4986/13252(EK-9); 24.11.2009 T. 15352/23532(EK-10); 26.06.2004 T. 27168/4062(EK-11) (www.e-uyar.com)
[5] 12 HD. 25.06.2013 T. 14978/23863 (EK-12) (www.e-uyar.com)
[6] Bknz: 12HD. 22.01.2014 T. 35453/1478 (EK-13); 03.05.2010 T. 28770/11278 (EK-14); 11.03.2008 T. 1752/4756 (EK-15); HGK 25.12.2002T. 12-1098/1108(EK-16) (www.e-uyar.com)
[7] Bknz: 8 HD. 06.02.2020 T. 690/1063 (EK-17); 12 HD. 06.04.2017 T. 1242/5530 (EK-18); 8 HD. 31.10.2016 T. 22628/14751 (EK-19); 12 HD. 08.04.2013 4986/13252 (EK-9); 12 HD. 19.10.2010 T. 11136/23843 (EK-20); 21 HD. 23.11.2000 T. 8182/8395 (EK-21) (www.e-uyar.com)
[8] Talih Uyar, Taşınmaz Rehni Kapsamındaki Teferruatın Haczi (İİK. mad. 83/c) (Yargı Düny. Aralık/2005, s:11-13) – Cengiz Topel Çelikoğlu, Rehinli Gayrimenkul Eklentisinin Münferiden Haczi Yasağı (Prof. Dr. Ramazan Arslan’a Armağan, 2015, C: 1, s: 539-576)
[9] Yavuz Selim Şener, Türk Hukukunda İpotek ve Uygulaması, 2010, 3. Baskı, s:193 vd. – Ömer Uğur Gençcan, Türk Medeni Kanunu, C:3, 2007, 2. Baskı, s:4417 vd. – Kemal Oğuzman, Özer Seliçi and Saibe Oktay Özdemir, Eşya Hukuku, 15. Bası, 2012, s:919 vd. – Jale Akipek and Turgut Akıntürk Eşya Hukuku, 2009, s:742 vd. – Şeref Ertaş, Eşya Hukuku, 9. Baskı, 2011, s: 539 vd.
[10] Sümer Altay and Ali Eskiocak, Taşınmaz Rehni, 2007, s:25 vd., 172 vd. – Kemal Oğuzman, Özer Seliçi and Saibe Oktay Özdemir age., s:922 vd. – Jale Akipek and Turgut Akıntürk age., s:743 – Ömer Uğur Gençcan age., s:4418 – Yavuz Selim Şener age., s:195 vd. – Şeref Ertaş age., s:539 vd.
[11] Yavuz Selim Şener age., s:196 – Bülent Davran, Gayrimenkul Rehninin Teferruata Şumulü (Muammer Raşit Seviğ’e Armağan, 1956, s:576) – Seza Reisoğlu, İpoteğin Kapsamı-Hükümleri ve Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar, 1978, s:21 – Ferit H. Saymen and Halid K. Elbir, Türk Eşya Hukuku, 1963, s:541 – Nuşin Ayiter, Eşya Hukuku, 1983, s:173 – Mehmet Ayan, Eşya Hukuku, C:1, 4. Baskı, 2004, s:153 – Jale Akipek and Turgut Akıntürk age., s:744
[12] Bknz: 19. HD. 01.06.2000 T. 969/4282 (Yavuz Selim Şener age., s:197, dipn. 534) – «YKD. 2001/4, s:566 vd.» (www.e-uyar.com)
[13] Bülent Köprülü and Selim Kaneti, Sınırlı Ayni Haklar, 1982-1983, s:269 – Sümer Altay and Ali Eskiocak age., s:173 – Kemal Oğuzman, Özer Seliçi and Saibe Oktay age., s:923 – Hüseyin Hatemi, Rona Serozan and Abdülkadir Arpacı, Eşya Hukuku, 1991, s:726 – Şeref Ertaş age., s:539 – İlhan Helvacı, Sözleşmeden Doğan İpotek Hakkı, 2008, s:182 d. – Öz Seçer, İpoteğin Taşınmaz Bakımından Kapsamı (İBD. 2008/4, s:1917)
[14] Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, 2013, s:443
[15] Seza Reisoğlu, Bankalar Açısından İcra ve İflas Kanunundaki Yeni Düzenlemeler, 1989, s:28
[16] Talih Uyar, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, C:5, 4. Baskı, 2009, s:7450
[17] Talih Uyar age., s:7450
[18] Seza Reisoğlu age., s:28
[19] Karş: Seza Reisoğlu age., s:28 vd.; Sümer Altay and Ali Eskiocak age., s:174 [Doktrinde azınlıkta kalan bu görüşlere göre «…..menkulün Tapu Sicili beyanlar hanesine veya akit tablosunda teferruat olarak kaydedilmemesi MK.’nun 621. (yeni TMK. m. 686) maddesindeki nitelikleri haiz bir menkulün teferruat sayılmasını ve kanundan ötürü ipotek kapsamına dahil olmasını hiçbir şekilde engellemeyecektir…» (Seza Reisoğlu age., s:29) – «….MK. m. 862. Bir şeyin rehin kapsamına girmesi için tapu kütüğünün hanesinde eklenti olarak yer alması koşulunu aramamaktadır. Eğer bir taşınır MK. m. 686’nın öngördüğü objektif e sübjektif unsurları bünyesinde taşıyor ise, o şey, tapunun beyanlar hanesine kayıtlı olmasa da eklenti niteliğine haizdir. Bu durum karşısında, İİK. m. 83/c hükmünün rehinin kapsamına giren eklentilerin kapsamını daraltmasından söz edilemez» (Sümer Altay and Ali Eskiocak age., s:174)]
[20] Baki Kuru age., s:443
[21] Mustafa Oskay, Coşkun Koçak, Adnan Deynekli and Ayhan Doğan İİK. Şerhi, C:2, 2007, s:2525
[22] İlhan E. Postacıoğlu and Sümer Altay, İcra Hukuku Esasları, 5. Bası, 2010, s:371
[23] Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan and Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, 10. Bası, 2012, s:295
[24] Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukuku, C:1, s:580
[25] Talih Uyar, İcra Hukukunda Haciz, 1990, 2. Baskı, s:479
[26] Saim Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, 8. Bası, 2004, s:250 vd.
[27] Adnan Deynekli, İcra ve İflas Hukukunda İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip, 2013, s:45
[28] Mehmet Kamil Yıldırım and Nevhis Deren Yıldırım, İcra Hukuku, 4. Baskı, 2009, s:140
[29] Muzaffer Aydın, Haczedilemeyen Mal ve Haklar, 2012, s:66 vd.
[30] Mahmut Coşkun, İcra ve İflas Kanunu, C:1, 4. Baskı, 2013, s:1427
[31] Bknz: 12. HD. 26.04.2014 T. 6424/8851; 22.01.2014 T. 35453/1478; 30.05.2013 T. 10529/20078; 14.05.2013 T. 9365/18481; 13.05.2013 T. 10226/18245; 29.04.2013 T. 7441/16291; 18.04.2013 T. 5523/14818; 15.04.2013 T. 5502/14337; 19.03.2013 T. 5903/10414; 14.01.2013 T. 23267/238; 06.11.2012 T. 20398/31855; 05.06.2012 T. 1435/19125; 03.05.2010 T. 28770/11278; 25.3.2010 T. 24871/7115; 13.10.2009 T. 10705/19013; 29.09.2009 T. 10857/17498; 28.04.2009 T. 1652/9330; 02.04.2009 T. 26602/6986; 03.11.2008 T. 15811/18977; 04.04.2008 T. 3790/6896; 12.02.2008 T. 23799/2046; 12.11.2007 T. 18483/20962; 16.10.2007 T. 15243/18774; 08.10.2007 T. 16401/18056; 11.09.2007 T. 15086/16118; 14.06.2007 T. 7850/12149; 30.01.2007 T. 23528/1428; 22.12.2006 T. 21161/24468; 14.12.2006 T. 20419/23732; 28.02.2006 T. 707/3791; 15.11.2005 T. 18285/22099; 18.07.2005 T. 12106/15938; 15.03.2005 T. 1933/5431; 30.12.2004 T. 22642/27505; 15.3.2004 T. 1353/5889; 19.06.2003 T. 12149/14581; 07.04.2013 T. 5047/7484; 20.3.2003 T. 2917/5829; 29.6.1999 T. 8315/8965; 15.02.2005 T. 25618/2767 (www.e-uyar.com)
[32] Bknz: 12. HD. 20.04.2015 T. 32748/10185; 14.04.2015 T. 1394/9711; 09.04.2015 T. 34119/9250; 13.01.2015 T. 327776/467; 24.11.2014 T. 20877/28024; 8. HD. 17.10.2014 T. 22390/18577; 12. HD. 10.06.2014 T. 12343/16939; 09.05.2014 T. 10877/13840; 30.04.2014 T. 11179/12934; 27.03.2014 T. 5527/9010; 26.02.2014 T. 3044/5423; 26.02.2014 T. 2779/5505; 8. HD. 17.02.2014 T. 14406/2468; 12. HD. 08.04.2013 T. 4986/13252; 07.03.2013 T. 31786/7970; 12.02.2013 T. 28054/3637; 19.10.2010 T. 11136/23843; 11.01.2010 T. 18993/143; 24.11.2009 T. 15352/23532; 29.09.2009 T. 8522/17344; 16.07.2009 T. 8293/16169; 13.04.2009 T. 139/7969; 20.11.2008 T. 16445/21220; 24.10.2008 T. 14839/18381; 27.05.2008 T. 8052/10699; 28.06.2007 T. 10626/13388 (www.e-uyar.com)
[33] Bknz: 12. HD. 09.07.2009 T. 15047/15309; 11.03.2008 T. 1752/4756; 05.11.2007 T.17829/20259 (www.e-uyar.com)
[34] Bknz: HGK. 25.12.2002 T. 12-1098/1108 (www.e-uyar.com)
[35] Bknz: 19. HD. 23.3.2000 T. 884/2067 (www.e-uyar.com)
[36] Bknz: 17. HD. 05.07.2011 T. 314/7050; 01.02.2011 T. 5669/652 (www.e-uyar.com)
[37] Bknz: 12. HD. 14.05.2013 T. 9365/18481; 13.05.2013 T. 10226/18245; 29.04.2013 T. 7442/16291; 18.04.2013 T. 5523/14818; 18.04.2013 T. 4195/14939; 19.03.2013 T. 5903/10414; 07.03.2013 T. 31786/7970; 12.02.2013 T. 28054/3637; 14.01.2013 T. 23267/238; 06.11.2012 T. 20398/31855; 11.01.2010 T. 18993/143; 25.03.2010 T. 24871/7115; 19.10.2010 T. 11136/23843; 13.10.2009 T. 10705/19013; 29.09.2009 T. 8522/17344; 16.07.2009 T. 8293/16169; 28.04.2009 T. 1652/9330; 02.04.2009 T. 26602/6986; 03.11.2008 T. 15811/18977; 04.04.2008 T. 3790/6896; 12.02.2008 T. 23799/2046; 12.11.2007 T. 18483/20962; 08.10.2007 T. 16401/18056; 19.6.2003 T. 12149/14581; 7.4.2003 T. 5047/7484; 20.3.2003 T. 2917/5829; HGK. 25.12.2002 T. 12-1098/1108; 19. HD. 23.03.2000 T. 884/2067 – 17. HD. 05.07.2011 T. 314/7050; 01.02.2011 T. 5669/652 (www.e-uyar.com)
[38] Bknz: 12. HD. 21.10.1993 T. 11115/6001 (www.e-uyar.com)
[39] Bknz: 8 HD. 22.01.2020 T. 6031/506 (EK-27); 02.07.2015 T. 22825/14431(EK-28); 12 HD. 13.11.2012 T. 14278/32809(EK-29) (www.e-uyar.com)
[40] Bknz: 12 HD. 20.02.2014 T. 134/4709(EK-30); 25.06.2013 T. 14978/23863 (EK-31) (www.e-uyar.com)
[41] Bknz: 17 HD. 05.07.2011 T. 314/7050(EK-32) (www.e-uyar.com)
[42] Bknz: 8 HD. 02.07.2015 T. 22825/14431(EK-28) (www.e-uyar.com)