Menu

Arama Yapın

İş Mevzuatından Kaynaklı Nitelikli Hesaplamalar Eğitimi | Hemen Kaydolmak İçin Tıkla

Menu

12 Mayıs 2025

Boşanma davalarının birden fazla sebebe dayanılarak açılması mümkün müdür?

Bu makale 1201 kez okundu.

 

Boşanma davalarında, birden fazla boşanma sebebine dayanarak boşanma talebinde bulunmak mümkündür.[1] Davanın birden fazla boşanma sebebine dayanılarak açılması halinde, ayrı ayrı sebeplere dayalı iddialar söz konusu olacağından, mahkemece dayanılan her bir boşanma sebebi ile ilgili ayrı ayrı hüküm kurulmalıdır. Örneğin, bir eş hem aldatıldığını hem de hakarete uğradığını iddia ediyorsa, dava hem zina hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması maddelerine dayalı olarak açılmalı ve dayanılan her madde için ayrı karar verilmelidir.

“…Bir davada, birbirleriyle çelişmeyen birden fazla hukuki sebebe dayanarak boşanma talep etmek mümkündür. Davacı kadın, hem Türk Medeni Kanununun 166/1-2, hem de Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanmak suretiyle boşanmaya karar verilmesini istemiştir. Davacının bu talepleri birbirleriyle çelişmemektedir. Mahkemece, sadece Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine dayalı boşanma talebi incelenerek, davanın reddine karar verilmiş; Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı talep yönünden herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle, toplanan delillerin Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma talebi yönünden de incelenip, gerçekleşecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; bu konuda olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir (HMK.md.26) …” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 10.02.2015 T., 2014/10624 E., 2015/1325 K.

“…Davacı kadın tarafından Türk Medeni Kanunu’nun 161, 162, 164 ve 166/1. maddeleri uyarınca açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların mezkur Kanun’un 161, 162 ve 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 600 Türk lirası tedbir ve 800 Türk lirası yoksulluk nafakasına, 15.000 maddi ve 15.000 manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacı kadın tarafından nafaka ve tazminatların miktarı, davalı erkek tarafından ise Türk Medeni Kanunu’nun 161, 162 ve 166/1. maddeleri uyarınca boşanma kararı verilmesi de dahil olmak üzere hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmasına karşın, bölge adliye mahkemesince davalı erkeğin boşanma hükmüne ilişkin istinaf istemi incelenmeksizin münhasıran boşanma hükmünün ferilerine yönelik inceleme yapılarak hüküm kurulduğu anlaşılmakla, davalı erkeğin tüm istinaf istemleri yönünden inceleme yapılarak bir bir karar vermek üzere hükmün bozulması gerekmiştir…” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 13.10.2022 T., 2022/5844 E., 2022/8074 K.

 

Aynı davada birden fazla boşanma sebebine dayanılsa dahi, boşanma sebepleri birden fazla olsa da tek bir dava mevcuttur. Bu sebeple tek bir vekalet ücretine hükmedilir.

“…Kanunda düzenlenen "özel" ve "genel" boşanma sebeplerine dayalı olarak ayrı ayrı boşanma davası açılabileceği gibi; aynı boşanma davasında birden fazla hukuki sebebe dayanılarak boşanma talep edilebilir. Aynı dava ile birden fazla boşanma sebebine dayanılmış ise; hukuki sebep birden fazla olmakla birlikte, tek bir dava mevcuttur. Aynı davada dayanılan hukuki sebepler arasında bir terdit ilişkisi de mevcut değildir. Bu sebeple, dayanılan hukuki sebeplerden biri incelenmeden diğerinin incelenmemesi gibi bir durum söz konusu değildir. Birden fazla hukuki sebep gerçekleşmiş ise; bu sebeplerinin gerçekleştiği belirtilerek tek boşanma kararı oluşturulacaktır. Dayanılan hukuki sebepler ayrı davalara konu edilmediğinden tek vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilecektir…” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 14.11.2013 T., 2013/12112 E., 2013/26481 K.

“…Dava dilekçesinde birden fazla boşanma sebebine dayalı olarak dava açılabilir. Taleplerden birinin kabulü, diğerlerinin reddedilmesi halinde, kabul ve reddedilen talepler yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi doğru değildir. Davalının usulüne uygun harcı verilerek açılmış bir dava ve karşı davası da bulunmamaktadır. Hal böyleyken davalı yararına vekalet ücretine karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki bu yön yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir…” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 25.02.2015 T., 2014/18078 E., 2015/2832 K.

 

Birden fazla sebebe dayalı boşanma davaları bakımından önemli olan, ileri sürülen boşanma sebeplerinin birbiriyle çelişmemesidir.[2] Nitekim, birbiriyle çelişen boşanma sebeplerine aynı boşanma davası içinde bir arada dayanılması halinde boşanma davası reddedilebilecektir.

“…Birbiriyle çelişmeyen birden fazla hukuki sebebe dayalı olarak boşanma davası ikame olunabilir. O halde, davalı-davacı (kadın)'ın karşı boşanma davasının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi çerçevesinde kabulüne karar verilmesi gerekirken, karşılık davanın sadece "zina" hukuki sebebine (TMK.md.161) münhasır olduğunun kabul edilip, karşılık davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir…” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 10.07.2013 T., 2013/3002 E., 2013/19692 K.

 

Örneğin, terk ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması maddelerine birlikte dayanılmışsa ve terk ihtarından sonra gerçekleşmiş ve boşanmayı gerektirir başkaca bir maddi vakıa mevcut değilse dava reddedilmelidir.[3] Çünkü terk ihtarı, eşlerden birinin samimi olarak ortak yaşamı yeniden kurmak isteğiyle diğerini ortak konuta çağırması anlamı ile ihtardan önceki tüm kusurlarını affettiği şeklinde yorumlanacak (Bkz. Soru 59 ve 88), bu durumda ihtardan sonra ispatlanmış başkaca bir kusur mevcut değilse, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebinin gerçekleştiği anlamına gelecek bir kusur da davalı eşe atfedilemeyecektir.

“… Dosyanın tetkikinden, davalı-davacı erkeğin kadına 04/11/2015 tarihinde terk ihtarı çektiği, asıl davanın 28/12/2015 ve birleşen davanın 10/02/2016 tarihinde açıldığı ve her iki tarafın da dilekçelerinde terk ihtarına delil olarak dayandıkları anlaşılmıştır. Davalı-davacı eş terk ihtarı çekmekle eşinin ihtar istek tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış olur. Affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylar da Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine dayalı boşanma davası için boşanma sebebi olarak kabul edilemez. İhtar istek tarihinden sonra davacı-davalı kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmaya karar verebilmek için davalının az da olsa kusurunun varlığı gerekir. Davacı-davalı kadına atfedilebilecek bir kusur bulunmadığına göre, erkeğin birleşen davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir…” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 21.06.2021 T., 2021/3826 E., 2021/5098 K.

 

Davalı tarafın akıl hastalığı sebebiyle kısıtlanmış olduğu durumda, akıl hastalığı sebebiyle boşanma talebi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma talebi birlikte ileri sürüldüğünde, akıl hastası olan eşin davranışları iradi kabul edilmeyecek ve iradi olmayan davranışlar sebebiyle kusur yüklenmesi de mümkün olmayacaktır. O halde, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle boşanma kararı verilemez. Ancak, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan davanın, ıslahla akıl hastalığına dayalı boşanma sebebine dayandırılması mümkündür.

“…Davacının davası evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine ve akıl hastalığı nedenine (TMK m. 166/1 ve TMK m. 165) dayanmaktadır. Ancak mahkemece taraflar eşit kusurlu bulunarak Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş ve hüküm sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalının akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı görülmektedir. Akıl hastası olan eşin davranışları iradi kabul edilemez. İradi olmayan davranışlar sebebiyle kadına kusur yüklenemez. Böyle olunca da, kadının kusurlu olduğundan bahisle "evlilik birliğinin temelinden” sarsıldığı gerekçesiyle boşanma kararı verilemez. O halde davacı tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, usul ve yasaya aykırı olarak kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir…” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi., 12.02.2016 T., 2015/11715 E., 2016/2262 K.

 

Yargıtay, akıl hastalığına dayalı boşanma sebebi yanında evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılmış ise her bir sebep hakkında ayrı olarak karar verilmesi gerektiğine hükmetmektedir.[4] (Bkz. Soru 83) Bu durumda, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması boşanma sebeplerine bir arada dayanıldığında, akıl hastalığı sabit ise evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı dava reddedilecek ancak TMK m. 165’teki koşulların varlığı araştırılarak bu konuda bir karar verilecektir. Eşin akıl hastası olmadığı ortaya çıkarsa, bu kez de akıl hastalığına dayalı talep reddedilecek ancak TMK m. 166’nın koşullarının sağlanıp sağlanmadığı araştırılacaktır. O halde, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına birlikte dayanılan davalarda, her iki boşanma talebinin birlikte kabul edilmesi mümkün olmayıp, taleplerden yalnızca biri kabul edilebilecektir.

“…Davacı-karşı davalı erkek evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadın ise, birleşen boşanma davası ile aynı davada birden çok hukuki sebebe dayalı olmak üzere, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) ve akıl hastalığı (TMK m. 165) sebebine dayalı boşanma talep etmiştir. Bu halde, her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Mahkemece kurulan hükümde erkeğin boşanma davası ve fer'ileri hakkında kabul kararı verilmiş, kadının birleşen davasında ise hangi talep hakkında karar verildiği belirtilmeden tek bir talep varmış gibi "Davanın reddine" şeklinde hüküm kurulmuştur. Ancak bu kararın hangi talebe yönelik olduğu anlaşılamadığı gibi, hükmün gerekçesinde de bu yönde bir açıklama bulunmamaktadır. Hüküm bu haliyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesine uygun olmadığından, kararın bozulması gerekmiştir…” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 30.02.2017 T., 2015/23169 E., 2017/2552 K.

Daha fazla bilgi için Soru Cevaplarla Boşanma Davaları kitabını edinebilirsiniz. 

Kitabı incelemek için hemen tıklayın!


[1] Tekinay, s. 248, 249, Gençcan, Usul, s. 638, Akkaya, s. 41

[2] Akkaya, s. 41

[3] Gençcan, s. 560, Akkaya, s. 41

[4] Gençcan, s. 593