Menu

Arama Yapın

MARKA VE PATENT VEKİLLİĞİ SINAVINA HAZIRLIK EĞİTİMLERİNİ İNCELE!

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 1,99 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

Boşanma Kılavuzu

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Av. Elif YAZICI
  • Sayfa Sayısı: 274
  • Yayın Tarihi: 31.03.2023
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 200,00
200,00 TL
80,00 TL

Bu kitap 1989 kez incelendi; 80 adet satıldı.

Kategoriler: Bütün Hukuk Kitapları, Genel Kültür, Medeni Hukuk

Yaklaşık 30 yıldır serbest avukatlık yapıyorum. Ağırlıklı olarak “Aile Hukuku” alanında çalıştım ve bu konuda pek çok dava ile ilgilendim. Gördüm ki; eğitim, ekonomik, sosyal konumları ne olursa olsun kişiler haklarını tam olarak bilmiyorlar.

Haklarımızı arayabileceğimiz hukuk sistemimiz ise maalesef insanların kolayca anlayabileceği şekilde değil. Tam tersi son derece karmaşık terimlerin kullanıldığı, resmi bir dille yürümektedir. Bu nedenle kendi yaşamımızı etkileyecek yasal düzenlemelere ilişkin bilgi sahibi olmamız da maalesef zordur. Bu durumdan herkes fazlasıyla etkilenmektedir. Ancak en çok etkilenenlerin başında doğal olarak kadınlar gelir. Çünkü kadınların erkeklere oranla internet, gazete, devlet kurumları gibi çeşitli haber kaynaklarına ulaşmaları nispeten daha zordur.

Toplumun her kesimindeki, her yaş, medeni hal, sosyal, kültürel konumdaki kişileri bilgilendirmek, yaşamlarının tüm alanlarında, evde, işte, aile içinde, sokakta, bir eş, anne, çalışan birey olarak, evlilik içinde, boşanırken, mirasçıyken haklarını bilmesini sağlamanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü HAKLARIMIZI ancak bildiğimiz ölçüde kullanabiliriz. Ülkemizde kadın, çocuk, insan haklarının geldiği nokta bakımından yasal birçok kazanımlarımız olmasına rağmen bu hükümlerin tam anlamıyla hayat bulduğunu söylememiz mümkün değil. Tüm yasal düzenlemeler, bunlarla ilgili bilgi sahibi olan, haklarını bilen ve kullanan kişiler olduğunda işlev kazanıp, amacına ulaşabilir.

Yıllara dayalı birikimim ve tecrübelerimin ışığında toplumun her kesimine hitap edebilmeyi, ancak en çok da kadınların yasal haklarını bilmesini ve kendi hayatlarının kendi iradeleri altında olmasını kolaylaştırmalarına yardımcı olabilmeyi uzun süredir istiyordum. Yıllar geçip mesleki ve yaşam tecrübelerim arttıkça da bu bir istek olmanın ötesine geçmeye başladı. İçimde aktarılmak, dışarı çıkıp insanların yaşamlarına dokunabilmek için can atan, yükselen duygular, düşünceler giderek büyüyordu. Son yıllarda iyice emindim ki tüm bu tecrübe ve birikimlerimi ne olursa olsun aktarmalıydım. Bu artık bir zorunluluk haline gelmişti. Aslında bu amaçla yazılmış çok güzel eserler olduğunu biliyorum.

İşin teknik, hukuki yanı üzerine değerli üstatlarımızın hazırladığı öyle çok kaynak kitap var ki. Mesleki yaşamım süresince bunlardan inanılmaz yararlandım. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Evlenme, boşanma ve boşanmanın taraflar, çocuklar üzerindeki etkileri ve bu etkileri iyileştirmek üzerine de değerli psikiyatrist, psikolog, kişisel gelişim uzmanlarının eserleri için de kendi yaşamıma ve müvekkillerime yardımcı olabilmem için bana tuttukları ışık için ayrıca teşekkür ediyorum.

Mesleki birikimlerini hikayeler, anılarla veya içtihatlarla, mevzuat ve doktrin içerikli metinlerle zenginleştirdikleri avukat, hakim tüm hukukçu meslektaşlarımın yazdıkları, başta biz hukukçular olmak üzere toplumdan her kesimin kaynak kitap olarak yararlandıkları eserler için de hepsinin emeklerine saygı duyuyor, şükranlarımı sunuyorum.

Akademik düzeyde olmasa da katıldığım tüm eğitimlerde bilgi birikimlerini aktaran hocalarıma, bana yeni pencereler aralayan üstatlarıma da sonsuz teşekkürler. Ayrıca başta çocuklarım, ailem, dostlarım olmak üzere yaşamım boyunca bana aynalık eden, büyümeme, gelişmeme, öğrenmeme yardımcı olmak için yaşamıma girmiş olan herkese varlıkları, bana öğrettikleri ve katkıları için teşekkürler.

Hayatının bir yerinde hukuki yardım ihtiyacı duyan kişilerin çoğu gelmeden önce Google amcadan bolca araştırma yaptıktan sonra kapımızı çalıyorlar. Bilgiye ulaşmanın kolaylaştırıcı etkisine rağmen akıl karıştırıcı etkisi ile zihinlerinde kocaman bir karmaşa yığını oluyor. Bunun sonucu olsa gerek; hangi sosyal, eğitim, ekonomik seviyede olursa olsun insanların ya hiçbir şey bilmez halde ya da zihinlerine doldurdukları gereksiz bilgilerden kaynaklı karmakarışık bir ruh ile geldiklerini gördüm. Neticede iki durum da onları aynı sonuca götürüyordu: “Ne yapacağını bilememezlik!”

2002 yılında yeni Türk Medeni Kanunu uygulanmaya başladığında yasadaki değişiklikler biz hukukçulara dahi anlaşılması son derece zor gelmişti. Zaten pek çok yasal düzenleme tamamen değişmişti. Bunlara adapte olmak zordu. Böylesi karmaşık yeni kanun maddelerini anlamakta biz zorlanıyorduk ki başkaları ne yapsın? Bu dönemde, yeni Medeni Kanun’un hazırlanmasında da büyük katkıları olan çok sevgili Avukat Nazan Moroğlu’nun yazdığı, 14 soru, 14 cevap ile her şeyin aktarıldığı, “MEDENİ KANUNDA MAL REJİMLERİ” adlı küçük kitapçıkla mal rejimlerini kolaylıkla anlayıp pekiştirebilmiştim. Pek çok dostuma da bu kitabı önererek son derece karmaşık olan bu konuyu anlamalarını sağladığıma inanıyorum. O zamandan beri kısa anlatımlar içeren başucu kitaplarını çok severim. Özellikle de herkesin kolayca anlayabileceği şekilde yazılmış olanları.

Aile hukuku davaları hukuk sisteminin ve benim ilgi alanımın büyük kısmını oluşturuyor. Bu nedenle aile hukuku konusunda tavsiye niteliğinde ve yol gösterme hedefini taşıyan bir kitap yazabilmeyi yıllardır istiyordum. Tabi ki kadının huzuru sadece aile hukuku kurallarına bağlı değil, iş hukuku ve diğer hukuk kuralları da aile dinamiklerini etkiliyor. Her biri ayrı ayrı büyük önem taşıyor. Ancak ailenin toplumun temeli olduğunu düşünürsek buna öncelik vermek bana daha doğru geliyor.

Boşanma davaları da aile hukuku davaları içerisinde en çok yer kaplayan konular. Son yıllarda istatistiklere baktığımızda yılda neredeyse 250-300.000 boşanma davasının açıldığını görüyoruz. Boşanma sayılarının evlilik süresi ile ilgisine baktığımızda:

1 yıllık evliliklerin % 2'sinin boşanma ile sonuçlandığını,

1-5 yıl arası evliliklerin % 33'ünün boşanma ile sonuçlandığını,

6-10 yıl arası evliliklerin % 20'sinin boşanma ile sonuçlandığını görüyoruz.

Yani dikkat ederseniz artık evliliklerin ilk on yılında yarısına yakını boşanma ile sonuçlanıyor.

Boşanma davaları için bir başka istatistiki bilgi de: boşanma davalarında %65 oranında kadınların dava açtıkları gerçeğidir. Bu nedenle öncelikle boşanma konusunda ve yine öncelikle kadınlara tavsiye niteliğinde ve yol gösterme hedefini taşıyan bir kitap yazmaya karar verdim. Tabi ki %65'lik kadınların dava açma oranından arta kalan %35'lik erkek oranını da yadsımıyorum. Çoğu bilgi aktarımı kadın/erkek herkese yönelik olacak. Ancak “şiddete hayır” kelimelerinin dahi başına “kadına karşı” kelimelerini eklemek refleks haline gelmişse, aile içi şiddetin en büyük mağduru kadınlarsa ve her yıl yüzlerce kadın öldürülüyorsa öncelikli yol göstermek istediklerimin hemcinslerim olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. İşte bu yüzden sizlerle paylaşmak istediğim başucu kitabının “Boşanma” konusunda olmasını, genel olarak tüm topluma hizmet etmekle birlikte hemcinsim kadınlara öncelikli yol gösterme amacını taşımasını arzuluyorum. Tabi ki genel hatları ile boşanma konusundaki temel bilgilere yer vereceğim ve bunlar kadın/erkek herkes için geçerli olacak.

Ancak kitabımın sadece yasal düzenlemelerle sınırlı kalmasını istemedim. Çünkü ne boşanma ne de yaşam tek bir bakış açısı ile sınırlı değil. İlerleyen bölümlerde değineceğim gibi yaşama tek bir pencereden bakmak bana yeterli gelmedi. Bir davranışın, tepkinin, adımın, kararın veya konu her neyse onun çok yönlü olduğunu düşündüm hep. Altında farklı bir etmen, bir itici güç veya beraberinde gelişen yeni bir olay... Birbirini etkileyen ve tamamlayan pek çok konu. İşte yaşamımın ilk yıllarından itibaren her şeyin böyle olduğunu hissettim. Bunun farkına varabildikten sonra da içinde bulunduğum durum her neyse bunu tamamlamaya, bütünleştirmeye çalıştım. Bazen bu çabamın hem kendim hem çevrem için çok yorucu olduğunu söylemem gerekiyor. Mesleki olarak da yaptığım işi salt hukuk kuralları ve mahkeme süreci ile yürüttüğümde bana hep bir şeyler eksik geliyordu. Bir türlü o bütünlük, tamlık duygusunu yaşayamıyordum. Bu yüzden arayışlarım hiç bitmedi ve sürekli aldığım eğitimler, araştırmalarla sürdü. Eksik hissettiğim her hususta hem araştırıp okumaya hem de bu konuya kendini adamış kişilerden destek almaya çalıştım. Aldığım her yardımın tek başıma belki uzun sürede aşabileceğim yolları kısa sürede geçmeme yardımcı olduklarını gördüm. Kaynaklar, kişiler ne kadar donanımlı ve bütünsel bakabiliyorlarsa o kadar çok güven duyduğumu ve bana yardımcı olabildiklerini fark ettim.

Ben de kendi mesleğimde bunu sağlayabilmek için sadece hukuk eğitimi dışında kendimi tamamlamanın karşımdaki kişilerde aynı etkiyi sağlayabilmesini istedim. Neticede içinde insan öğesi geçen her işte başta insanı anlamak önemliydi. Üstelik boşanma sürecinde sadece resmi olarak haklarını alarak boşanmayı sağlamak da yetmiyordu. Yeni bir yaşama geçiliyordu. Üstüne üstlük travmalar, yas, yeniden inşa süreçleri gerçekten inanılmaz zordu. Üstelik kendim de aynı süreçleri yaşadığım için, bunu fazlasıyla biliyordum. Bu dönemde insanlar sadece bir hukukçuya değil aynı zamanda manevi desteğe, kendilerini dinleyecek, anlayacak, yaşamlarını yeniden inşa etmelerine ilham olup yol gösterecek kişilere de ihtiyaç duyuyorlardı.

İşte bu yüzden kitabımın sadece genel hatları ile boşanma konusundaki temel bilgilere yer vermesini yeterli bulmadım. Boşanma öncesi ve sonrası nelerle karşılaşılacağı, boşanma kararı alma, harekete geçme sürecine ilişkin bilgiler olmalıydı. Dava süreci ve sonrasının nasıl işleyeceğini, yaşamın yeniden şekillendirilmesi, bu sürecin en doğru biçimde sonuçlandırılabilmesine ilişkin öneriler de olsa fena olmazdı. Dava boyunca avukat, mahkeme ile ilişkilerin nasıl olması gerektiğini de konuşalım istedim. Üstelik onca problem ve travmaya rağmen ilişkilerden, boşanmadan yıpranmış bir halde değil de tam tersi güçlenmiş, kendimiz ve dünya ile ilişkimiz olumlu yönde gelişmiş halde çıkabilmenin yollarını görebilelim de. Tüm bunlar hukuki dilin dışında her okuyanın kolaylıkla anlayabileceği basitlik ve düzlükte olsun (istedim ama bu hukuk dili ile bu çok zordu). Sadece boşanma döneminde değil, bunun öncesi, sonrasına ilişkin her okuyanın içindeki güç kaynağını bulup sahip çıkabileceği bir başucu, rehber kitap olsun. Bu konuda desteğe ihtiyaç duyan herkesin yanı başında bir hukukçu, aile danışmanı, boşanma koçu vs. tüm özellikleri bünyesinde barındıran biri varmışçasına hissedebilmesini arzu ettim. Evet satırlarımdan beklentim biraz fazla oldu. Ancak umuyorum ki tüm bunları azını da olsa gerçekleştirebiliyorumdur.

Hayatım boyunca karşılaştığım sorunlarla ilgili kitaplar okumak, içinde bulunduğum duruma ilişkin endişelerimi hep hafifletmiştir. Bana ilham veren eserler okumayı hep sevdim. Bu tür eserler bana birilerinin benimle ilgilendiğini, bir çıkış yolu olduğunu ve sorun her neyse bundan kurtulabileceğimi hissettirmiştir. Bir problemin içindeyken her zaman çıkış yolunun olabileceğini göremeyebiliyoruz. İçinde bulunduğumuz durum bizi dünyanın sonu gelmiş gibi bir karanlığa dahi sürükleyebiliyor. Bazen birilerinin ortamı aydınlatmasını, sorunun sıradanlığını ve herkesin bunu yaşayabileceğini, çözüm yollarının olabileceğini göstermesine ihtiyaç duyarız. İşte boşanma süreci içinde olan herkesin de boşanmaya ilişkin bir başucu kitabından aynı şekilde yararlanabileceğini, endişe ve kaygılarının azalarak her şeyin çözümü olacağına dair beklentilerinin artacağını düşünüyorum.

Boşanma davası açmaya karar verip veya eşleri tarafından kendilerine karşı boşanma davası açıldığı için ofisimize gelen danışanlarımıza her söylediğimde aldıkları cesaretten keyif aldığım bir cümle oldu: “ŞU AN İYİ DEĞİLSİNİZ BİLİYORUM, ANCAK SİZE SÖZ VERİYORUM, BURADA SİZİNLE KEYİF KAHVEMİZİ İÇECEĞİMİZ O GÜN GELECEK”. Bunu inanarak söylerim. Çünkü bilirim ki hepsi geçecek. Sorunlar ne kadar çözülmez ve büyük görünse de aslında adları “SORUN”. Ve görevleri yaşamlarımıza gelip sorun çıkartmak ve gitmek. Yani bu kadar basitlikte aslında. İşte boşanma sürecinde karşılaşılanlar da aynı. Sadece bizleri büyütmek, geliştirmek için görevlerini yapıyorlar. Hani misafirleri ne kadar ağırlarsak o kadar uzun süre kalmak isterler ya. İşte biz de bu sorunları ilgiye boğmazsak, sadece işlerini yapmaya çalıştıklarını görür ve önemsemezsek daha kısa sürede gideceklerdir. Geride daha gelişmiş ve büyümüş bizi bırakacaklar. İlk geldiklerinde karşılaştıkları bu sorunlar altında ezilmiş olan, ne yapacaklarını bilemez durumdaki müvekkillerimiz için de bu durum geçerlidir. Sorunlar geçer ve onlar da gün be gün gelişerek, büyüyerek, kendilerini daha çok sevip yaşama çok daha güçlü biçimde karışırlar. Bu süreci atlatan müvekkillerimizle bazen o kahveyi içmeyi unuturuz. Ancak sürecin hem onlar hem varsa çocukları ve geniş aile, toplum ile birlikte olabilecek en iyi şekilde atlatılabilmesi hepimize o kahvenin verdiği huzur ve mutluluğu verir. Bu kitabı okuyan her okurumla da birlikte kahvemizi içme huzurunu paylaşabilmek dileğiyle. Umarım satırlarım sorularınıza yanıt, size umut olur. İyi okumalar…

Av. Elif YAZICI

 

Avukat

Av. Elif YAZICI

  • Eğitim Sayısı 0
  • E-Kitap Sayısı 1
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 0
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 80

Eğitmen Hakkında

Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra İnegöl ilçesinde Yazıcı Hukuk Danışmanlık Bürosunu kurarak avukatlığa başlamıştır. Bursa Barosuna kayıtlı bulunan Av.Elif Yazıcı; aile hukuku, miras hukuku, gayrimenkul hukuku, iş hukuku, ticaret hukuku, fikri ve sınai haklar hukuku, icra/iflas hukuku alanlarında çalışmalar yapmıştır.

 

30 yılı aşkın avukatlık tecrübesini katıldığı pek çok eğitim programı, konferans ve seminerlerle desteklemiştir. Bursa Barosunda 2016 – 2018 yılları arasında Disiplin Kurulu Üyesi olarak görev yapmış, ayrıca Bursa Barosu bünyesinde Kadın Hakları Komisyonu ve Hayvan Hakları Komisyonunda da görev almıştır.

 

Avukatlık görevinin yanı sıra aynı zamanda patent vekilliği, bilirkişilik ve arabuluculuk yapan Av.Elif Yazıcı, birlikte yol aldığı meslektaşlarıyla değerli müvekkillerine hukukun doğru uygulandığı, kaliteli, hızlı, güvenilir ve güler yüzle hizmet vermeyi ilke edinmişlerdir.

 

2018 yılında patent, faydalı model, endüstriyel tasarım tescil, koruma süreci ve tüm sınai mülkiyet haklarının hukuki korumaları ile ilgili hizmetler verdiği gibi bu alanlarda eğitim ve seminerler de vermektedirler.

 

Aynı zamanda çeşitli kurumlardan aile danışmanlığı, yaşam koçluğu eğitimlerini tamamlamış ve uluslararası psikoterapi ve Koçluk Enstütüsünden yaşam koçluğu sertifikası, Uluslararası Terapi merkezi onaylı Yaşam Koçluğu Sertifikası, Altınbaş Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Aile Dizimi Sertifikası alarak aile hukuku alanındaki çalışmalarını geniş bir yelpazede gerçekleştirmeye devam etmektedir.

 

Mesleki çalışmalarının yanında Bursa Soroptimist Kulübünde (İş ve Meslek Kadınları Derneği)  2018 – 2020 dönem başkanlığı yapmıştır. Ayrıca TSKF Tüzük Komisyonunda görev almış ve kadınların sosyal statüsünün yükseltilmesi, kadın hakları ve pek çok toplumsal proje içerisinde de görev almıştır. İki çocuk annesidir.

Sosyal Medya


Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra İnegöl ilçesinde Yazıcı Hukuk Danışmanlık Bürosunu kurarak avukatlığa başlamıştır. Bursa Barosuna kayıtlı bulunan Av.Elif Yazıcı; aile hukuku, miras hukuku, gayrimenkul hukuku, iş hukuku, ticaret hukuku, fikri ve sınai haklar hukuku, icra/iflas hukuku alanlarında çalışmalar yapmıştır.

 

30 yılı aşkın avukatlık tecrübesini katıldığı pek çok eğitim programı, konferans ve seminerlerle desteklemiştir. Bursa Barosunda 2016 – 2018 yılları arasında Disiplin Kurulu Üyesi olarak görev yapmış, ayrıca Bursa Barosu bünyesinde Kadın Hakları Komisyonu ve Hayvan Hakları Komisyonunda da görev almıştır.

 

Avukatlık görevinin yanı sıra aynı zamanda patent vekilliği, bilirkişilik ve arabuluculuk yapan Av.Elif Yazıcı, birlikte yol aldığı meslektaşlarıyla değerli müvekkillerine hukukun doğru uygulandığı, kaliteli, hızlı, güvenilir ve güler yüzle hizmet vermeyi ilke edinmişlerdir.

 

2018 yılında patent, faydalı model, endüstriyel tasarım tescil, koruma süreci ve tüm sınai mülkiyet haklarının hukuki korumaları ile ilgili hizmetler verdiği gibi bu alanlarda eğitim ve seminerler de vermektedirler.

 

Aynı zamanda çeşitli kurumlardan aile danışmanlığı, yaşam koçluğu eğitimlerini tamamlamış ve uluslararası psikoterapi ve Koçluk Enstütüsünden yaşam koçluğu sertifikası, Uluslararası Terapi merkezi onaylı Yaşam Koçluğu Sertifikası, Altınbaş Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Aile Dizimi Sertifikası alarak aile hukuku alanındaki çalışmalarını geniş bir yelpazede gerçekleştirmeye devam etmektedir.

 

Mesleki çalışmalarının yanında Bursa Soroptimist Kulübünde (İş ve Meslek Kadınları Derneği)  2018 – 2020 dönem başkanlığı yapmıştır. Ayrıca TSKF Tüzük Komisyonunda görev almış ve kadınların sosyal statüsünün yükseltilmesi, kadın hakları ve pek çok toplumsal proje içerisinde de görev almıştır. İki çocuk annesidir.


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…