Menu

Arama Yapın

MARKA VE PATENT VEKİLLİĞİ SINAVINA HAZIRLIK EĞİTİMLERİNİ İNCELE!

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 0,46 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

Taşınmazın Aynından Doğan Davalarda Yetkili Mahkeme

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Doç. Dr. Kudret ASLAN
  • Sayfa Sayısı: 63
  • Yayın Tarihi: 15.03.2022
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 30,00
30,00 TL
12,00 TL

Taşınmazın aynından doğan davalarda[1] hangi yerdeki mahkemenin yetkili olacağı hususu HMK m. 12 hükmünde düzenlenmiştir. Bu hüküm şu şekildedir:

"Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki

MADDE 12- (1) Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.

(2) İrtifak haklarına ilişkin davalar, üzerinde irtifak hakkı kurulan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.

(3) Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir."

Öncelikle taşınmazın aynından doğan davalarda yetki kuralının, madde metninde de açıkça belirtildiği üzere "kesin yetki" kuralı olması nedeniyle, söz konusu yetki kuralının dava şartı olduğunu (HMK m. 114/1-ç), bu nedenle, mahkemece re'sen dikkate alınacağını, tarafların da her zaman yetki itirazında bulunabileceğini ve bu halde yetki sözleşmesi yapılamayacağını belirtmek gerekir[2].

Bu yetki kuralının kesin yetki olarak düzenlenmesinin nedeni, bu davalara en çabuk, kolay ve en az giderle taşınmazın bulunduğu yerdeki mahkemenin bakabileceği düşüncesidir. Zira tapu kayıtları oradadır, keşif orada yapılacaktır, tanık orada dinlenecektir vs. Dolayısıyla bu suretle usul ekonomisine uygun bir yargılama da yapılmış olacaktır[3]. Aynı zamanda hâkim taşınmazın bulunduğu yerde ve dolayısıyla kendi yargı çevresi içinde özellikle keşif yapabileceği ve diğer usul işlemlerini de kendisi yapacağı için, doğrudanlık ilkesi[4] de gerçekleşmiş olacak ve daha sağlıklı karar verilmesi mümkün olabilecektir.

Ayrıca taşınmazın aynına ilişkin davalarda esas olarak asliye hukuk mahkemesi görevli olacaktır (m. 2). Ancak salt zilyetlikten doğan davalar ile taksim ve ortaklığın giderilmesi davalarında sulh hukuk mahkemesi görevli olacaktır (m. 4). Örneğin Yargıtay’a göre "Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, davanın taşınmazın aynına, başka bir deyişle mal varlığına yönelik olduğu açıktır. Bu durumda, olayda 6100 sayılı HMK'nın 382 ve 383. maddelerinin uygulama yerinin bulunmadığı ve aynı Kanunun 2. maddesi uyarınca davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılacağı tartışmasızdır"[5];“Dava, gaiplik ve taşınmazın satış bedelinin Hazineye devri isteklerine ilişkindir. Mahkemece, isteğin çekişmesiz yargı işlerinden olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu kararı gaiplik davalarında verilebilecek kararlardandır. Oysa somut olayda davacı Hazine, gaiplik isteği yanında, son mirasçı sıfatıyla taşınmazın satış bedelinin Hazineye devri isteminde de bulunmuştur. Bu tür bir isteğin TMK’nın 588. maddesi kapsamında olduğu açıktır. Öte yandan, davanın taşınmazın aynına yönelik olduğu gözetildiğinde olayda HMK'nun 382. ve 383. maddelerinin uygulama yeri de bulunmamaktadır. Zira dava mal varlığına yönelik olup, bu hali ile HMK'nun 2. maddesi kapsamında olduğunun kabulü zorunludur. Anılan madde uyarınca da davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tartışmasızdır"[6].

 

*    TOBB ETÜ Hukuk Fakültesi, Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.

[1]     Bu konuda geniş bilgi için bkz. Önen, Ergun; Gayrimenkul Davalarında Yetki, AÜHFD 1965/1966, S.14, s. 567-633; Karademir Aydemir, Dilek; Medeni Usul Hukukunda Mahkemelerin Yetkisi, Ankara 2019; Akil, Cenk; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Çekişmeli Yargıya İlişkin Kesin Yetki Halleri, MİHDER, C.8 S.12, 2012/2, s. 107-164;  Budak, Ali Cem, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Görev, Yetki ve Yetki Sözleşmesi (HMK m.5-19) Konularında Getirdiği Yenilikler, Bankacılar Dergisi, Özel Sayı, 2013, s. 42-62; Yılmaz, Mehmet, Medeni Usul Hukukunda Mahkemelerin Kamu Düzenine İlişkin Yetkisi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2004, s. 51 vd.

[2]     Bu hususlarda bkz. Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ejder/
Taşpınar Ayvaz, Sema/Hanağası, Emel; Medeni Usul Hukuku, 7. Baskı, Ankara 2021, s. 222 vd.

[3]     Önen, s. 582; Arslan/Yılmaz/Taşpınar Ayvaz/Hanağası, s. 224; Karademir Aydemir, s. 300 vd.; Yılmaz, s. 22 vd.

[4]     Bkz. Arslan, Aziz Serkan; Medeni Usul Hukukunda Doğrudanlık İlkesi, Ankara 2012.

[5]     1. HD, 8.2.2013, 1109/1575: www.corpus.com.tr.

[6]     1. HD 3.2.2020, 15113/485: www.corpus.com.tr.

Akademisyen

Doç. Dr. Kudret ASLAN

  • Eğitim Sayısı 1
  • E-Kitap Sayısı 2
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 0
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 55

Eğitmen Hakkında

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Sosyal Medya


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…