Menu

Arama Yapın

MARKA VE PATENT VEKİLLİĞİ SINAVINA HAZIRLIK EĞİTİMLERİNİ İNCELE!

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 0,95 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

Uzay Hukuku Kılavuz ve Başucu Kitabı

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Av. Abdurrahman ONAY
  • Sayfa Sayısı: 131
  • Yayın Tarihi: 31.03.2021
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 80,00
80,00 TL
32,00 TL

Bu kitap 6134 kez incelendi; 115 adet satıldı.

Kategoriler: Bütün Hukuk Kitapları, Genel Hukuk

Kafamızı kaldırıp gökyüzünü seyretmek kadar rahatlatıcı başka bir şey bilmiyorum.

İnsanlık, var olduğu günden bugüne kadar en önemli iki alanda gelişme kaydetmiştir. Bu alanlar, Astronomi ve Hukuk bilimidir elbette. Geçmişten günümüze hukuk sistemindeki gelişmelere bakıldığında, temel anlamda şu iki hususun korunduğunu, bunların asla değişmediğini görürüz:

1) Yaşama hakkı,

2) Kendini geliştirme hakkı,

Bazı devirlerde birtakım devletlerin kendi hegemonyasını korumak amacıyla bu hususlara engellemeler getirdiğini söylemek zorundayız. Mesela orta çağda Kilisenin gücünü halk üzerinde devam ettirmek istemesi nedeniyle temel hakları askıya aldığını görüyoruz. Galileo Galilei astronomik çalışmalar yaparak aslında gerçekleri ortaya koymuş, dünyanın düz değil yuvarlak olduğunu söylemiştir. Ancak kendi gücünün hala dünyanın düz olduğuna inandırmaktan geçtiğini ve bunun gerçek olmadığının öğrenilmesi durumunda kendisine olan inancın ve bağlılığın zedeleneceğini düşünen Kilise, bu insanların hem yaşam hakkını elinden almış hem de kişilerin gelişme hakkına engel koymuştur. Dünyanın bazı yerlerinde de tarih boyunca farklı düşünce hedefleriyle bu iki unsura engellemeler getirilmiştir. Ancak esas olan, bu tarz engellemelerin kısa ve geçici olması, toplumların büyük kesimlerince benimsenmemesi ve hakkaniyete dayalı olarak insanlara temel hak ve hürriyetlerinin sağlanmaya çalışılmasıdır.

Bu açıdan, aslında birçok alanda gelişmenin olduğunu belirtmekle beraber, astronomik gelişmelerin daha heyecan verici ve ilgi uyandırıcı olduğunu da göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyoruz.

Nitekim insanlık tarihinde Ay’a ayak basan ilk insanın verdiği şu tepki bunu gayet güzel bir şekilde özetlemektedir: “Bu adım, benim için çok küçük olabilir ama insanlık için büyük bir adımdır.”

1950’li yıllardan itibaren hızla gelişen teknoloji, insanların gözünü derhal uzaya çevirmesine neden olmuş, bu da bize en yakın gök cismi olan Ay üzerinde etki doğurmuştur. Daha sonra kitabın içeriğinde de bahsedeceğimiz üzere, Ay’a bir şekilde insanlı veya insansız ulaşmaya çalışan onlarca uzay aracı, onları gönderen belli başlı devletlere ayrı bir imtiyaz tanımıştır. Bu durum, devletlerin bir manada kendisini kanıtlaması anlamına gelmektedir.

Hukuk, topluluk ilişkilerini düzenler. Uluslararası hukukun bir alt dalı olarak kendisine yer bulan Uzay Hukukunun yeri bir alt hukuk dalı olamaz. Kendisi tamamen ayrı ve müstakil bir hukuk disiplinidir. Zira devletlerin en büyük harcamaları artık uzay ve gökyüzü teknolojisine ayrılmıştır. Bununla beraber, önce yakın hava katmanlarında yeryüzünü gözlemleyen uçaklar ve radarlar, daha üst katmanlarda ve nihayet uzay sınırından başlayarak tüm yeryüzünü gözlemleyen uydular sayesinde, artık mahremiyet kavramı çok daralmıştır. Buna rağmen, kişisel gizlilik ancak parçalanmış olan ayrı mevzuatlarda düzenlenmiştir. Bununla beraber, artık teknolojik ilerleme, bizi uydumuz Ay başta olmak üzere farklı gezegenlere ve diğer uzay cisimlerine ulaştırabilmektedir. Hâlihazırda Uluslararası Uzay İstasyonunda sürekli olarak 6 astronot araştırma çalışmalarına devam etmektedir. Mars çalışmaları çok hızlanmıştır. Amerika ve Çin artık insansız uzay araçlarıyla Mars yüzeyinde araştırmalarını sıklaştırmıştır.

Nihayet, Amerika Birleşik Devletleri tarafından 2020 Ekim ayında basına açıklanan bir proje ile de, Dünya dışı bir uzay cisminde sürekli olarak yerleşke kurulacaktır.

Amerika Birleşik Devletlerinin Artemis adını verdiği projesi ile toplam 18 astronot, Ay üzerinde kurulacak olan sivil bir üste insanlık yararına çalışmalara başlayacak olup, bu kapsamda Artemis Antlaşması adı verilen bir uzay metni düzenlenmiştir.

Tüm bu gelişmelerden sonra artık güncel ve ideal bir “Uzay Hukuku Mevzuatının” olması gerektiği fikri bende oluştu. Gerçekten saydam ve şeffaflık vadeden, bunu uygulamaya dökebilecek bir Uzay Hukukuna ilişkin düşüncelerim pekişti ve bunu şimdilik sadece temel 3 madde halinde düzenledim. Geçmişten günümüze uzay ve uzay hukukunu anlattığım bu kitapçık, aslında bir kılavuz niteliğinde olup, her kesimden insanın kolaylıkla anlayabileceği türden bir başucu kitabıdır. Örneklerle zenginleştirip ideali anlattığımı ifade etmekle beraber, kitabın sonuna da güncel hukuk mevzuatını ekledim. Önemli olan insana bir şeyleri katmak ve bilgi birikimini zenginleştirip donanımı güçlendirmek ise, bu kitap birçok insan ve hukukçuların tamamı için gerçekten bir başvuru kitabı olacaktır.

Uzay Hukuku Mevzuatının gerçekten çok ilerlemeye ihtiyacı vardır. Bu 3 temel maddeden hareketle çok daha yakın bir zamanda genel bir hukuk mevzuatı oluşturmayı arzuluyorum.

Bu nedenle şimdilik bir başlangıç olarak düşündüğüm için, çok fazla ayrıntıya inmeden, temel bir Uzay Hukuku kitabı hazırladım.

Bu çalışmam da bana her zaman destek veren, desteğini esirgemeyen Sn. Av. Fatih RUŞEN’e sonsuz teşekkür ediyorum.

Ayrıca bana ilgi ve alaka gösteren Aristo Yayınevine de şükranlarımı bir borç biliyorum.

Saygılar…

Avukat

Av. Abdurrahman ONAY

  • Eğitim Sayısı 0
  • E-Kitap Sayısı 1
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 0
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 115

Eğitmen Hakkında

11.06.1985 yılı Manisa ilinin Selendi ilçesinde doğdu. Küçük yaşlarda babasının devlet memuru olması hasebiyle çokça yer değiştirmeye tabi oldu. Hem yaşadığı il değişti hem mahalle arkadaşları hem de eğitim aldığı okulu. Çocukluğu Sinop ilinin Boyabat ilçesinde geçti. 9 yaşına kadar orada bulundu. Daha sonra Konya ilinin Ereğli ilçesine taşındı.4 yıl da orada kaldıktan sonra nihayet son durağı Konya iline geldi. Yaklaşık 20 yıldır Konya’da yaşıyor.

Çocukluğundan beri gözünü açtığında baktığı ilk yerin yeryüzü değil gökyüzü olduğunu hatırlıyor. Gökyüzünün parlaklığı, gece yıldızların ve Ay’ın ihtişamı onu çoktan kendisine bağlamıştı. Hatta belki o yüzdendir, annesi gözbebeklerinin yanında birer kırmızı hilal olduğunu söylemiştir. Tabi sonradan kaybolmuş, çok küçük yaşlarda olduğu için kendisi de hatırlamıyormuş.

Konya Anadolu İmam Hatip Lisesini 2002 yılında bitirdikten sonra, bir müddet özel sektörde farklı alanlarda çalıştı, tecrübe kazandı. Sonrasında ilk olarak Selçuk Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulunu bitirdi. Ardından Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezunu oldu. 2011 yılında Konya Valiliğine memur olarak başladı. Bu arada Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini de bitirerek Avukat unvanını elde etti. Böylece Konya Valiliğinde Hukuk İşleri Müdürlüğüne geçti. Şu anda hem avukat hem de Hukuk İşleri Müdürü olarak Konya Valiliğinde çalışmakta.

Yıllarca hevesini kurduğu gökyüzü ve uzay hakkında çok daha ayrıntılı gözlemler yapmak için profesyonel başlangıç ekipmanlarına sahip bir teleskop edindi. Gözlemler yapıyor. Böylece tam anlamıyla bir Uzay Hukukçusu.

Sosyal Medya


11.06.1985 yılı Manisa ilinin Selendi ilçesinde doğdu. Küçük yaşlarda babasının devlet memuru olması hasebiyle çokça yer değiştirmeye tabi oldu. Hem yaşadığı il değişti hem mahalle arkadaşları hem de eğitim aldığı okulu. Çocukluğu Sinop ilinin Boyabat ilçesinde geçti. 9 yaşına kadar orada bulundu. Daha sonra Konya ilinin Ereğli ilçesine taşındı.4 yıl da orada kaldıktan sonra nihayet son durağı Konya iline geldi. Yaklaşık 20 yıldır Konya’da yaşıyor.

Çocukluğundan beri gözünü açtığında baktığı ilk yerin yeryüzü değil gökyüzü olduğunu hatırlıyor. Gökyüzünün parlaklığı, gece yıldızların ve Ay’ın ihtişamı onu çoktan kendisine bağlamıştı. Hatta belki o yüzdendir, annesi gözbebeklerinin yanında birer kırmızı hilal olduğunu söylemiştir. Tabi sonradan kaybolmuş, çok küçük yaşlarda olduğu için kendisi de hatırlamıyormuş.

Konya Anadolu İmam Hatip Lisesini 2002 yılında bitirdikten sonra, bir müddet özel sektörde farklı alanlarda çalıştı, tecrübe kazandı. Sonrasında ilk olarak Selçuk Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulunu bitirdi. Ardından Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezunu oldu. 2011 yılında Konya Valiliğine memur olarak başladı. Bu arada Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini de bitirerek Avukat unvanını elde etti. Böylece Konya Valiliğinde Hukuk İşleri Müdürlüğüne geçti. Şu anda hem avukat hem de Hukuk İşleri Müdürü olarak Konya Valiliğinde çalışmakta.

Yıllarca hevesini kurduğu gökyüzü ve uzay hakkında çok daha ayrıntılı gözlemler yapmak için profesyonel başlangıç ekipmanlarına sahip bir teleskop edindi. Gözlemler yapıyor. Böylece tam anlamıyla bir Uzay Hukukçusu.


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…